Süper Lig'in yenilgisiz lideri olan Medipol Başakşehir'de oynattığı futbol ile herkesin takdirini kazanan, mütevazi duruşu ve açık sözlülüğüyle beğeni toplayan Abdullah Avcı,
SABAH'a başarılarının sırrını anlattı.
Ligde 10 hafta geride kalmasına rağmen zirveyi kaptırmayan turuncu-lacivertli ekibin bulunduğu noktayı bilime ve istikrara bağlayan Avcı, modern futbolun gereklerini ve ligdeki rakiplerine bakış açısını şöyle anlattı:
Oyuncuların
kişilik analiz testlerini yaptığımda algı seviyesi yüksek bir takımla karşı karşıyayım. İki buçuk senelik sürecin ilk 6 ayında takım savunması çalıştık, bu çok tekrarla elde edilen bir şey. Halen daha bazı dokunuşlar yapıyoruz.
Bu oyunu geliştirmezsek bir yerden sonra tek taraflı futbol beni, oyuncuyu, izleyeni sıkacaktı. Modern futbol iki taraflı oynamayı gerektiriyor. Önce geçiş oyunu oynadık, sonra da hücumda da çalışmalara ağırlık verdik.
Son bir buçuk senedir hücum opsiyonlarına ağırlık veriyoruz. Şu anda üç-dört opsiyon ile hücumda hareket ediyoruz.
TAKIM BİR BÜTÜN OLMALI
Sistemimizin
en önemli parçası orta sahada yer alan kritik isimler
Cengiz, Mossoro, Visca'nın defans katkısı takım için önemli etki yaratıyor. Bu oyuncuların orta alanda müdahaleleri şu anda ligin en az gol pozisyonu veren takımı olmamızda etken. Eğer defans bölgesi dışında oynayan oyuncular verilen görevlerini yerine getirmiyorsa bireysel performansların yüksek olması da bir anlam ifade etmeyecek.
Takımı bir bütün olarak düşünüyoruz.
KOŞUYORSUN AMA NEREYE!
Fizik
değerler bizim için de son derece önemli ama koşu mesafesi tek başına kıymetli değil. Benim için doğru koşu ve yüksek şiddetli koşu önemli. A Milli Takım'dayken oyunculardan birisine,
"Sen Avrupalı oyuncu kadar koşuyorsun. Çok fazla sprint atıyorsun ama nereye koşuyorsun biliyor musun?" dedim. Önce mutlu olmuştu, cümlem bitince şaşırdı. İnceliyorsun bütün sprintleri geriye. Şimdi bir oyuncunun koşusu, sprintleri yanlış yerde durduğu için geriye doğru çıkıyorsa o değerli koşu değil.
Futbol bir pozisyon oyunudur, koşu mesafesi ondan sonra gelir.
METABOLİZMA YAŞIMIZ DÜŞÜK
Koşu
mesafelerimiz rakiple genellikle benzer değerlerde çıkıyor. Buradan da şu anlam çıkabilir: Bizde takım alanı çok fazla olmaz, oyuncular savruk değil, belli bölgelerde görevlerini yaparlar. Rakibe göre de tempo ayarlarlar.
Fizik gücümüz sayesinde, yaş ortalamamız yüksek olmasına rağmen 120 km'yi de görebilecek durumdayız. Metabolizma yaşımız düşük. Bu da oyunculara karşı yaklaşımla alakalı bir sonuç.
Bilimsel metotlarla çalışıyoruz. Her şeyi belli rutinlerle yapıyoruz. Bu sayede 34 yaşındaki Yalçın Ayhan Milli Takım'a gidebiliyor. Oyuncu da kendisini buna göre ayarlıyor, geliştirebiliyor. Hangi futbolcu ne durumda bunu önceden görebiliyoruz.
EMRE BELÖZOĞLU PAS KALİTEMİZİ YÜKSELTTİ
Beşiktaş'ın oyununa baktığımızda geçen sezon daha iyiydi diyoruz...
Başakşehir
olarak hem oyun hem de oyuncu kalitesini birlikte büyütmeye çalışıyoruz. Oyuncu kalitesi ile zaman zaman maç kazanabilirsiniz ama oyun kalitesi ile bunu daimi hale getirebilirsiniz.
Emre Belözoğlu gibi bir oyuncu kadromuza girdi. Benim pas kalitem yükseldi. Hücum değerlerim çoğaldı. Sadece onun kalitesinden değil bu, oyuncu kalitesi işin içine girince, diğer organizasyonlar da kalite alıyor. İkisini aynı anda yaparsan eşik atlıyorsun. İki sezon önce Galatasaray ile oynuyoruz... Stoperimiz bugün Göztepe'de oynayan Gencer, sağ stoper Yalçın, sağ bek Uğur ve Ferhat, kalede Volkan, önde Rotman ve şu an Malatya'da oynayan Sedat.. Maç 4-0 bitti. Sadece oyun kalitesi ile kazandık. Buna oyuncu kalitesini katarsak, o zaman farklı şeyler ortaya çıkıyor. Bugün Beşiktaş'ın oyuncu kalitesi bence yüksek.
Şimdi geçen sezonki Beşiktaş'ın oyunu ile bu sezonu karşılaştırınca geçen sezonki Beşiktaş daha iyiydi diyorsun. Çünkü 10 kişiyi sayabiliyorduk. Şimdi Beşiktaş nasıl kazanıyor? Oyuncu kalitesiyle.
İNSANIMIZ FARKLI AKSİYONLAR İSTER
Sadece
savunma yapan, tek taraflı oyun bir yerden sonra zevk vermiyor. Bizim ilk dönemimizde 6 ay oynadığımız oyun, geçen sezon Konyaspor'un oynadığı oyun.
İnsanlar şu an Konyaspor'un oynadığı oyundan sıkılıyor mu? Zaman zaman evet... Bizim insanımız farklı aksiyonlar ister. Biz burada önemli tecrübeler kazandık.
Yeni hücum organizasyonlar deniyoruz ve bunu yavaş yavaş yapıyoruz. Birbirine karıştırmadan, adım adım.
BRUMA'NIN PEŞİNDEN KİMSE KOŞMADI!
Sıcak
temasın olduğu bir lig Türkiye. Bunda biraz adam adama çok oyun oynanmasının etkisi var.
Hakemlerin ikili mücadeleleri ayırt etmede zaman zaman zorlanması da bunun paydaşlarından olabilir. Daha çok etken sayılabilir. Oyunun içinde oyunu provoke eden, faul sayısını artırmaya çalışan, özellikle büyük takımlarda oynayan, gereksiz fauller almaya çalışan oyuncu grubunun oluştuğu, baskıdan dolayı da hakemlerin bunları çaldığı bir durum da var.
Ama birinci gerekçe bire birler ligde çok fazla, alanlar değil. Bizde Bruma'nın peşinden kimse koşmadı, devirler vardır sahada. Bruma'yı alan olarak kapattık. Bire birler olursa fauller artar...