Fenerbahçe derbiye 5'te 5'le geliyor, Lens'in de maça yetişmesi bekleniyor. Sarı-lacivertliler zirve yarışına dönüşünü Beşiktaş galibiyetiyle taçlandırabilir mi?
GÜRCAN BİLGİÇ: Ligin tepesinin alıp başını gitmemesi için Fenerbahçe'nin kazanma zorunluluğu var. Tıpkı G.Saray maçında olduğu gibi. Hedefi sıcak tutması, taraftarda ve camiada sinerji yaratıyor. İki sezondur ölü toprağı ile uğraşıyorlar. Kazanmak, moral olarak da çok önemli. Dolmabahçe'deki rövanşı da düşünerek, tüm stratejiyi bunun üstüne kuracaklar. Beşiktaş, ligde önüne "zor" yazılan tüm maçlarda puan kaybetti. Kadıköy'e de "yenilmez" geliyor. Bu şartlarda Fenerbahçe camiasının kazanmaktan başka düşüncesi olamaz.
ÖMER ÜRÜNDÜL: Fenerbahçe'de çok önemli bir düzelme var. Yine de çok doyurucu bir futbol oynadığını söyleyemeyiz. Örnek, Galatasaray derbisi… Advocaat çok övülüyor, 'Her şeye hakim' deniyor ama bunun için bence önünde iki sınav var. Beşiktaş derbisini kazanamazsa bana göre lig yarışında şansı kaybolur. Bir de şu var, ikinci devrede iki derbiye de deplasmana gideceksin. Birisi de Feyenoord maçı. İki kulvarda da kaderi bu maçlar çizecek. Takım tertibinde Fenerbahçe ya Aatif'ı tercih edecek, ya da onun yerine Volkan'la başlayacak. Ben olsam bu maça Van Persie olmadan başlarım. Volkan, Sow, Aatif yapar, Alper'i orta sahaya koyarım ama galiba böyle olmayacak. Ayrıca Lens'in oynayamayacağını düşünüyorum. İkinci kere aynı yerden sakatlanan bir oyuncuyu daha fazla dinlendirip sakatlığın kronikleşmesini önlemek lazım.
FENERBAHÇE SAVUNMASI KUSURSUZ!
İSKENDER GÜNEN: Beş lig, iki Avrupa kupası
maçı 7 maçlık galibiyet
serisi
olan bir takım. Sezon başı görüntüsünden çok farklı
bir Fenerbahçe var. Gece ile gündüz gibi.
Kusursuz bir savunma bloğu, orta alanda Mehmet Topal ve Souza'nın olağanüstü mücadele anlayışları, Hollandalı yıldız Robin van Persie'nin yükselen formu, Sow'un golcü kimliğine kavuşması ve Lens'in de bu maçta forma giyebilecek olması Beşiktaş maçında kendilerini favori gösteren etkenler.
ADVOCAAT KARARLARINDA TEK ADAM
LEVENT TÜZEMEN: Fenerbahçe takım ruhunu
yakaladı. Çünkü oyuncular mücadele anlamında
müthiş özverili oynuyor. Advocaat'ın kararlarında tek
adam olduğunu Çaykur Rize maçında Volkan Şen'i
kulübeye çekip Aatıf'a şans vermesiyle
gördük.
Fenerbahçeli futbolcular Advocaat'ın adaletine güvenmeye başladı. Bu anlayış Fenerbahçe'yi başarıya taşıyor. Bu sezon maç seçen Fenerbahçe taraftarı
Manchester United ve G.Saray maçlarında olduğu gibi
Beşiktaş derbisinde de tribünleri dolduracaktır.
Fenerbahçeli oyuncular için taraftar gücü büyük önem taşıyor. Eğer Lens oynarsa derbide ciddi fark yaratır.
Lens yok diye Advocaat hiç karalar bağlamadı. Galatasaray'ı
da Zorya'yı da Çaykur Rize'yi de Lens olmadan
geçti.
Fenerbahçe'nin ciddi bir hava ve özgüven kazandığını düşünüyorum. Bu kimlik Advocaat ve oyuncularını derbide bir adım öne itiyor.
BEŞİKTAŞ, G.SARAY DEĞİL!
Beşiktaş, Benfica'ya karşı 3-0'dan, lider Başakşehir'e karşı 1-0'dan dönüp yenilmeyerek ilk yarı siyah, ikinci yarı beyaz bir tablo izletti. Kadıköy deplasmanı öncesi Beşiktaş'ın son durumunu nasıl görmeliyiz?
METİN TEKİN: 3-0'dan çevrilen Benfica
maçı Beşiktaş için büyük başarı ancak Başakşehir
ile kendi sahasında oynadığı ve 1-1 berabere
kaldığı karşılaşmayı başarı olarak görmemiz
mümkün değil. Şimdi Beşiktaş'ın önünde
çok önemli F.Bahçe derbisi var. Eğer Beşiktaş,
'Ben bu ligin en iyisiyim' demek istiyorsa
Kadıköy'den yenilmeden çıkmak zorunda. Benim
tahminim de Beşiktaş'ın bu maçta yenilmeyeceği..
Ancak Kadıköy'ün hiç de kolay bir
deplasman olmadığını söylemek lazım. Şunu
da belirtmek lazım ki
cumartesi günkü derbi Fenerbahçe-Galatasaray maçından çok daha farklı geçecektir.
GÜRCAN BİLGİÇ: Sorun beraberliği yakalamasında
değil, nasıl o durumlara düştüğünde.
Doğru stratejiler Beşiktaş'ın takım olarak tüm
defolarını ortaya çıkartıyor. Bir ince ayrıntı da,
iki maçın da Vodafone Arena'da olması.
Beşiktaş taraftarının desteği ve baskısı da göz ardı edilmemeli. Eğer Beşiktaş, Kadıköy'de geriye düşerse, skoru çeviremez.
LEVENT TÜZEMEN: Beşiktaş'ın durumu buzdağına benziyor.
Dağın görünen yüzünde Beşiktaş'ın Benfica ve Başakşehir
maçlarında yaşadığı geri dönüşleri başarı hikayesi olarak
anlatabiliriz.
İki maçta Beşiktaş ayağa kalktı ama rakiplerine verdiği pozisyonların çoğu gol olabilecek düzeydeydi. Hatırlatayım; Başakşehir maçında Beşiktaş'ın maçı kazanacak
net pozisyonu yok. Ama Avcı'nın öğrencileri Batdal, Cengiz,
Mossoro ve Visca ile maçı kazanacak pozisyonları kullanamadı.
Buzdağının altındaki gerçek ise Beşiktaş'ın Vodafone
Arena'da Dinamo Kiev ve Napoli maçlarında öne geçmesine
rağmen üstünlüğünü koruyamamasıydı. Beşiktaşlı oyuncularda
ciddi bir gerilim var.
Sezon başındaki futbollarını oynamıyorlar. Beşiktaş, Kadıköy'de bu sezon ilk kez çok kalabalık tribünler önüne çıkacak. Kadıköy'ün etkileyici atmosferi futbolcunun
psikolojisine baskı yapıyor. Beşiktaşlı
oyuncular eğer öfkelenmez ve sinirlerine hakim
olurlarsa derbide yenilmezliğini koruyabilir.
ÖMER ÜRÜNDÜL: Benfica maçında müthiş
bir reaksiyon vardı ama müthiş bir seyirci desteğini
unutmamak lazım.
Bu maçta deplasmandalar. Beşiktaş'ın çok önemli bir handikapı var, Adriano'nun durumu… Bir sakatlık geçirdi, eğer oynayamazsa sol bekte büyük zaaf olacak. Tosic sakat, Beck de bence sol tarafta oynayamıyor.
Bazı oyuncular yapabilir ama bazıları yapamaz.
Örnek Ümit Özat, ikisini birden yapardı.
Adriano bence sağda olmaz, Beck'le Gökhan Gönül
de solda yapamaz. Beck-Gönül'le çıkarsa bu
Fenerbahçe'nin lehine olur.
İSKENDER GÜNEN: Sezon başı Beşiktaş
ile bugünkü Beşiktaş arasında farklar olduğu düşüncesindeyim.
Şampiyonlar Ligi'nde gerçekten
mükemmel bir performansları var. Özellikle 3-0
geriye düştükleri maçta ikinci yarı gösterdikleri
reaksiyon çok önemli. Fakat Caner ve Talisca'nın
sakatlıklarına Tosic'in de eklenmesiyle bir takım
sorunların ortaya çıktığı gerçeği var.
Üç günde bir maç oynamanın getirdiği fiziksel ve mental yorgunluklara eklenen sakatlıklar da performans düşüşlerinin en belirgin göstergesi.
MURAT ÖZBOSTAN: Beşiktaş dalgalı bir futbol oynuyor.
Ligin başından beri bir tarafı cızırdıyan kaset gibi. Bu futbol bazen yetiyor, bazen yetmiyor. Zaten o mükemmel
müziğin çıktığı futbolu, 90 dakikaya yayarsa, karşısında hiçbir
takım duramaz. F.Bahçe maçı önemli ama daha da önemlisi
Dinamo Kiev karşılaşması.. Fakat konu derbi olunca, Beşiktaşlı
futbolcuların Kiev maçını düşüneceklerini sanmıyorum..
F.Bahçe formda ama maçın favorisi değil. Beşiktaş,
G.Saray değil.. Kadıköy'de ezilmiyor, oyuncu kalitesi ve kadrosu
da çok daha iyi..
Kartal'ın Kadıköy'de kaybedeceğini düşünmüyorum. Advocaat 1 ay önce yerden yere vuruluyordu şimdi kahraman.. Şenol Güneş ise övülüyordu şimdi yerden yere vuruluyor.. Böyle bir tablodan yola çıkarak F.Bahçe bu maçın favorisidir söylemini doğru bulmuyorum.
GÜNEŞ TECRÜBELİ ADVOCAAT FORMDA
Derbi öncesi teknik adamlar cephesini nasıl görüyorsunuz? Dick Advocaat ve Şenol Güneş'i nasıl kıyaslamalıyız?
LEVENT TÜZEMEN:
Advocaat çok rahat. Şenol Güneş ise sinirli ve gergin.. Hollandalı hoca kulübede gülerken de öfkelenirken de oyuncularına karşı tavrını vücut diliyle mükemmel anlatıyor. 70 yaşında olmasına rağmen Advocaat maçı ayakta izliyor ve oyundan hiç kopmuyor. Kazanma duygusunu istikrara oturtan Fenerbahçeli oyuncular sahada bir gözü sahada diğer gözü hareket ediyor. Şenol Hoca son dönemde kulübede çok sinirlenmeye başladı. Kaçan pozisyonlar ya da yapılan pas hataları sonrası öfkeleri kameralara yansıyor. Çünkü Beşiktaşlı oyuncular sezon başındaki gibi maçları kafadan kopartamıyor. Şenol Hoca derbiyi kaybetmek istemiyorsa önce kendisini psikolojik olarak hazırlamalı. Çünkü bir takımın görüntüsü hocasının görüntüsüne göre şekillenir.
METİN TEKİN: İki deneyimli hoca.. Şenol Güneş'in özellikle Türk Ligi deneyimi rakibine göre önde. Son 5 maçtır gördük ki Advocaat da doğru oyunu buldu. Belki çok güçlü bir oyun değil ama oyun doğrusu ve oyuncu kalitesi Fenerbahçe'yi yukarılara taşıdı. Tabii kendi sahasında oynayan Advocaat avantajlı ama Şenol hoca da bu tip derbileri çok oynadı.
İSKENDER GÜNEN: Dick Advocaat geldiğinden beri her geçen gün Türkiye Ligi'ni ve oyuncularını tanıdıktan sonra takımına uygun bir sistemi yerleştirmeye çalıştı. Son maçlarda istenilen bir Fenerbahçe gerçeği var. Yani Advocaat'ın takıma yaptığı katkı ortada. Şenol Güneş ise geçen yıl sahası olmayan bir takım Beşiktaş'ı şampiyon yaparak önemli bir başarıya imza attı. Bu yıl da Şampiyonlar Ligi'nde gösterdikleri performans ortada. İki başarılı teknik adamın bu maçta oyuncu tercihleri ve sistem anlayışları maçın sonucunda etkili olur.
GÜRCAN BİLGİÇ: Advocaat takımını akıl ve adaletle yönettiğini gösterdi. Özel maçlar için de farklı formül üretiyor. Farklı olmayı başarıyor. Yani; sadece oyuncu performansı değil, sonuçların altında Advocaat ve ekibinin de imzası var. Şenol Hoca da, böyle bir takımı elinde tutuyorsa, saygınlığı ve adaleti tartışılamaz. Ancak son haftalarda şikayet etmeye başladı. İşin içine bahaneler giriyorsa, burada bir özgüven eksikliği vardır. Büyük takımların bahaneler ile işi olmaz. Şenol Hoca, Başakşehir maçı öncesindeki konsantrasyon nedeniyle oyuncularının otobüste midesinin bulanmasından bahsetti. Şikayet ederek, bu baskıyı yönetemez.
Şenol Güneş'in "3 günde bir maç" fikstürüne bir sitemi oldu, Fenerbahçe cephesinden ise Mahmut Uslu, "Burası Avrupa, biz, Konyaspor ve Osmanlıspor da etkileniyor" dedi. Sizce bu noktada kim haklı?
ÖMER ÜRÜNDÜL: Biz ağır maç trafiğine alışmadığımız için fizik kondisyonlar da yetmediği için bu tarz itirazlar oluyor. Avrupa'da hiç düzenleme yok. Bazen
Premier Lig'de 48 saatte bir maç oynuyor takımlar. Premier Lig'in önemini kanıtlamak için 1 Ocak'ta, öğlen saat 12'ye kritik bir maç bile koyuyorlar. Biz böyle alıştığımız için bunun üzerinde durmuyorum. NBA'de de öyle… Bir de unutmamak lazım,
Euroleague'deki takımlarımız haftada 3 maç yapıyor, uzak deplasmanlara gidiyorlar. Ona rağmen hiç ses çıkarmıyorlar.
GÜRCAN BİLGİÇ: Maç tarihleri aylar öncesinden belli oldu. Hatta hepimiz federasyonu, bu planlamadan dolayı tebrik ettik.
Sert maçların üst üste gelmesi veya kupa fikstrünün sıkışıklığı her takım için geçerli. Şenol Hoca oyuncularına bakıp, yorgunluğu böyle sebeplendirebilir. Ama kendisine düşen bundan şikayet etmek yerine, çözüm bulmak.
Maça gelirken baskıdan dolayı midesi bulanmayan bir ortamın peşine düşmeli.
LEVENT TÜZEMEN: Avrupa ile aynı kulvarda yarışmak istiyorsak 3 günde bir maç yapma alışkanlığını kazanmalıyız.
Şenol Hoca'nın isyanını haklı bulmuyorum. Neden mi? Beşiktaş evinde oynadı. Fenerbahçe ise bir Avrupa maçı sonrası Rize'ye deplasmana gitti. Eğer Fenerbahçe şikayet etmiyor Beşiktaş tepki koyuyorsa bu bence haklı bir sitem olmaz. Ancak; Beşiktaş Kiev'de Fenerbahçe de Rotterdam'da final gibi maçlar oynayacak. Eğer fikstür izin veriyorsa TFF yardımcı olmalı. Kaldı ki;
Mahmut Uslu'nun verdiği Konya ve Osmanlıspor örnekleri çok doğru... Çünkü bu iki takımın kadro derinlikleri Beşiktaş ve Fenerbahçe kadar kaliteli ve geniş değil.
METİN TEKİN: Tabii zaman zaman maç trafiğinden şikayet edebilirsiniz ama
'her kulvarda ben de varım' diyen bir takım, bu takvim içinde yaşamaya alışmak zorunda. Kolay olmayabilir ama buna alışmaya mecbursunuz.
MURAT ÖZBOSTAN: Şenol Güneş'in de kendisine göre haklı yanları olabilir. Beşiktaş, Türkiye'yi Şampiyonlar Ligi'nde temsil ediyor ve kritik bir virajda... Hoca da bunun stresini fazlasıyla yaşıyor. Bu durum, açıklamalarına yansıyor.
SERBEST KÜRSÜDE YARIN
Galatasaray'da olumlu yönde bir gelişme var mı, yoksa her şey bir maçlık mıydı?
Sneijder'in Galatasaray geleceği ne olacak?
Başakşehir zirve yarışını sonuna kadar götürebilir mi?
Gençlerbirliği'ne karşı da ümit vermeyen Trabzonspor'da yanlış giden ne? Neler yapılmalı?