METİN TEKİN: Oyun kalitesi skordan değerli
Beşiktaş, düne kadar hiç gol yememiş Porto'ya 28 dakikada 2 gol attı ve çok güçlü bir oyun yapısıyla rakibini çökertti. Kartal, bunu nasıl başardı?
Ben maçtan önce de söylemiştim... Beşiktaş, artık bu seviyedeki maçları çok rahat oynayacak deneyim ve kalitede bir takım. Bunu dün akşam bir kez daha gördük. Özellikle ilk yarıda deplasmanda daha fazla topa sahip oluşu, etkili ve kaliteli atakları ve iki golü buluşu, Beşiktaş'ın oyun gücünü anlatan göstergelerdi. Belki, Medel oyuna girene kadar yani 45'ten 65'e kadarki bölümde Porto'nun atak devamlılığına izin verdi ama o dakikadan sonra tekrar oyunu kontrol edip skoru 3-1'e getiren bir Beşiktaş performansı vardı. Şampiyonlar Ligi'nde deplasmanda 3 puan almak hiç kolay iş değil. Ancak Beşiktaş, dün akşam bunu başaran bir takım gücü ortaya koydu.
Bireysel performanslara baktığımızda Cenk ve Talisca'nın performansları çok önemliydi. Savunma anlamında ise Atiba ve Pepe müthiş bir oyun sergiledi. Dediğim gibi maç boyunca 20-25 dakikalık bölüm hariç hep Beşiktaş'ın istediği gibi oynandı oyun. Bu oyun kalitesi, skordan da değerli bir Şampiyonlar Ligi performansı. Bir tek Şenol Güneş'in dokunuşlarında anlayamadığım, Quaresma çıkarken neden Lens değil de Negredo oyuna girdi? Ancak siyah-beyazlılarda vasatın altında hiç oyuncu yoktu.
Devler Ligi'ne Porto galibiyetiyle başlayan Beşiktaş'ın grupta bundan sonraki serüvenini nasıl görüyorsunuz?
Dünkü sonuçlara baktığımızda grubun avantajlı takımı Beşiktaş diyebiliriz.. Belki çok erken ama ben Beşiktaş'ın bu deneyimli oyunuyla kesinlikle gruptan çıkacağını düşünüyorum. Dün akşam bunun bir çok güçlü ipuçlarını gördük. Beşiktaş'ın dün kazanırken, sürpriz bir sonuçla değil çok doğru ve kaliteli bir oyunla kazanması ümitlerimizi artıran önemli bir etkendi.
MURAT ÖZBOSTAN: Profesör...
Beşiktaş ligde oynadığı futbolla keyif vermemişti... Dün gece bambaşka bir takım izledik... Porto, ligdeki beş maçını da kazanmış, üstelik gol bile yememişti. Beşiktaş resmen ilk 30 dakika ağır sıklet bir boksör gibi rakibini sağ ve sol kroşe yumruklarla dövdü. Portekiz neye uğradığını şaşırdı. Beklentileri karşılarında defans yapacak bir Beşiktaş'tı. Hiç ama hiç öyle olmadı... Beşiktaş hem kontrollü oynadı hem de saldırdı. Ama ne saldırı.. Ne baskın! Sağdan, soldan her yerden. Final paslarında biraz daha dikkatli olsa fark 4-5 bile olurdu.
Sahanın her yerinde doğru pozisyonlar alan Beşiktaş için dün gecenin en büyük kahramanı savunmanın profesörü Pepe'ydi.. Tecrübesiyle, klasıyla, zekasıyla, soğukkanlı tavırlarıyla duvar oldu Porto'ya.. Hem geriden oyunu kurdu hem de savunmadan su bile geçirmedi. Beşiktaş'ın yaptığı en büyük transferdi ve Devler Sahnesi'nde Beşiktaş için fark yarattı. Oysa neler yazılıp çizilmişti alındığı günlerde...
Özellikle birkaç satır da Cenk için yazmalı.. Son maçta küsmüştü! Gitmişti.. Attığı gol belki de gecenin en güzel golü oldu. Quaresma, memleketinde harika oynadı... Oyundan çıktığı anda kopan alkış tufanı onun ne kadar fenomen bir oyuncu olduğunun göstergesiydi. Porto taraftarına da bravo... Babel; mütevazı ve gösterişsiz tarzıyla savunma, kanat, hücum ne gerekiyorsa yaptı. Takımı bu maça iyi hazırlayan, rakibini iyi analiz eden Şenol Güneş'in dokunuşları da oyun taktiği kadar on numaraydı. Yaptığı hamleler ve değişikliler çok yerindeydi. Büyük bir teknik adam olduğunu yine gösterdi. Şampiyonlar Ligi'ne iyi başlamak hem de deplasmanda güçlü bir oyunla galibiyet almak önemli bir gövde gösterisiydi. Güzel goller attık, güzel oynadık... Birinci dakikadan son dakikaya kadar oyundan hiç kopmadık. Beşiktaş zaten bu gruptan çıkacak güce sahip bir takımdı... Bundan sonrası için bu gösterişli galibiyet siyah-beyazlı takıma ayrı bir motivasyon olacaktır.
RIDVAN DİLMEN: Her babayiğidin harcı değil
Türkiye, Beşiktaş'la ne kadar gurur duysa azdır… Porto'yu belki ilk defa bir Türk takımı yenmiş olabilir, hatta öyle bir maç olur ki rakip kaçırır kaçırır, kontrataklarla garip gollerle kazanıp, tarihe not düşersin. Tarihimizde böyle maçlar vardır ama dünkü karşılaşmayı izlediğimiz zaman gurur duymamak mümkün değil… Deplasmanda Porto ile oynuyorsun, topa sahip olma oranı hemen hemen aynı ve geriye düşmüyorsun. İki kez öne geç-i yorsun… Bu neden önemli? İkinci yarıda rakibin, Brahimi'nin etkinliği ile kazandığı kornerler dışında etkisi yok. Maç 2-1'ken son 15 dakikayı, değerlendirince Beşiktaş'ın ne kadar büyük futbol oynadığını görürüz. 78. dakikadan sonra Beşiktaş, hem baskıyı kırdı hem oynamaya başladı hem de 3. gol öncesi kendi ceza sahası çizgisinde Pepe baskı altına alınmasına, hatta kaleci geri pas yapmasın diye pres yapılmasına rağmen Pepe sol ayağıyla topu Caner'e attı yani bamgüm vurmadı. Caner de rakip ceza sahasına 10 metre kala, yani dakika 86 olmasına rağmen ve 2-1 galipken sol bekin hücumda Babel'le oynadı. Negredo-Babel derken 3'ü buldu. Yani Beşiktaş'ın öndeyken son 15 dakika kala oyuna hükmetmesi, hatta son 15 dakika Pepe ve Tosic'in çizgiye kadar çıkması, Caner'in de rahat rahat hücum yapmasını sağladı. Çünkü dönen topları artık rakip sahada Beşiktaş alıyordu. Maçın tamamına yakınını dar alanda oynaması, oynadığı büyük oyunu gösteriyor. Her babayiğidin harcı değil. Porto deplasmanına gideceksin, Vodafone'daki gibi ideal kadronla sanki bir Anadolu takımı karşısındaymış gibi oynayacaksın… Yoldan geçen birine sor; Atiba, Oğuzhan, Talisca, Quaresma, Cenk, Babel… İki bekin hücumcu; Adriano ve Caner… Onun için Şenol Hoca'yı kutlamak gerek. Beşiktaş çok tecrübeli bir takım oldu. Uluslararası maç oynamaya alışık oyuncular. Porto takımını hemen hemen ilk kez dolu dolu izledim.. Bir kere iyi takım. Portekiz Ligi'nde gol yememesi beni ilgilendirmez ama Porto hızlı oynayan, savunma arkasına iyi top atabilen bir o kadar da savunma arkasına iyi koşucuları olan takım. Ancak Beşiktaş gibi hızla cevap verebilen bir takım Porto'yu bu duruma düşürebilir. Futbol güzel bir oyun… Ben hep hayatım boyunca oyun olarak gördüm, eğlence olarak gördüm. Zevk alma olarak gördüm, oynarken de izlerken de… Beşiktaş takımı oyun oynamayı seven bir takım. Herkes çok iyi oynadı ama Cenk 3 kişilik oynadı, tebrikler… Hakeme de bayıldım.
FATİH DOĞAN: Beşiktaş hesapları karıştırdı!
Şampi yon lar Ligi müziği Beşiktaş'ta alışkanlık yaptı. Dinledikçe olgunlaşıyor, oynadıkça güzelleşiyor... Sezona başladığından bu yana, 5 maçtır kalesinde gol, sahasında yenilgi görmeyen Porto, Şampiyonlar Ligi'nde sert bir kayaya çarptığını acı bir tecrübeyle anladı... Şampiyonlar Ligi kupasını 3 kez kaldıran, Pepe'den Quaresma'ya, Adriano'dan Babel'e kadar takımın tamamındaki tecrübe, soğukkanlılık ve kalite Esdaido do Dragao'da hissedildi. Futbolun ustası Şenol Güneş'in '21-27 Eylül gibi tamamen hazır olur' diye planladığı Beşiktaş, eksiklerine rağmen Türkiye Ligi'nin çok üzerinde olduğunu gösterdi. Pepe; yerinde müdahaleleri ve futboluyla kalite ve tecrübenin Şampiyonlar Ligi'nde ne kadar önemli olduğunu belgeledi. Solda Caner ve Babel'i, ilerde müthiş çalışkanlığıyla ve özgüveniyle Cenk'i beğendim. Alkışlar arasında oynayan Portolu Quaresma ile ıslıklar arasında oynayan eski Benficalı Talisca da verimliydi. Beşiktaş, tarihi zaferle ölüm grubunu da rakiplerinin hesaplarını da karıştırdı. Dün gece saldırgan ve güçlü ejderhalara attığı akıllı, soğukkanlı kartal pençelerini diğer rakiplerine de gösterdi. Geçen yıl, favori Napoli'de kazanıp, iddiasız Kiev'de kaybetmek, okyanusları aşıp derede boğulmak hissi vermişti. Artık tecrübesi var. Dün Medel forma giydi yarın Negredo, Lens gibi takviyelerle daha fazla sorumluluk paylaşılacak. Yolun açık olsun Beşiktaş. Bu kaliteye ve oyuna her başarı yakışır.