Abdurrahim Karakoç şiirleri ile Türk edebiyatında derin izler bırakmış, bestelenen bu eserleri aracılığıyla nesilden nesile adını yaşatmış bir şairdir. Bugün ölüm yıl dönümü dolayısıyla anılan ünlü şair; Abdurrahim Karakoç kimdir, ne zaman öldü, hastalığı neydi gibi sorularla araştırılıyor. Deneme yazıları da bulunan ancak daha çok şiirleriyle nam salan ünlü isim gazeteci kimliğiyle de tanınmaktadır. İşte Mihriban'ın şairi Abdurrahim Karakoç'un şiirleri, hayatı ve en güzel eserleri…
ABDURRAHİM KARAKOÇ KİMDİR?
Şair Abdurrahim Karakoç, 7 Nisan 1932 yılında Kahramanmaraş'ta dünyaya geldi. Aslen Kahramanmaraş Elbistanlıdır. Abdurrahim Karakoç'un, Bahaettin ve Ertuğrul, Osman, Nafız adında dört kardeşi var.
Abdurrahim Karakoç'un Pakize Karakoç'tan Mihriban, Türk İslam ve Enderhan adında üç çocuğu var.
ABDURRAHİM KARAKOÇ HAYATI
1932 yılının Nisan ayında Kahramanmaraş'ın, Ekinözü ilçesinde dünyaya geldi. Dedesi, babası ve kardeşleri de şair olduğu için küçük yaşlarda şiire merak sardı. İlk yazdığı şiirleri iki kitap olacak hacimdeyken beğenmeyip yaktı ve 1958 yılından itibaren yazdıklarını 'Hasan'a Mektuplar' ismi altında 1964 yılında yayımlandı.
ABDURRAHİM KARAKOÇ NE ZAMAN VE NEDEN VEFAT ETTİ?
Abdurrahim Karakoç'un akciğerleri enfeksiyon kaptı. Enfeksiyon sebebiyle uzun bir dönem tedavi gördü. Ancak 7 Haziran 2012 yılında, 80 yaşındayken hayatını kaybetti.
ABDURRAHİM KARAKOÇ ŞİİRLERİ
Şiir
Mihriban (1960)
Hasan'a Mektuplar (1965)
Eli Kulakta (1969)
Vur Emri (1973)
Kan Yazısı (1978)
Suları Islatamadım (1983)
Beşinci Mevsim (1985)
Dosta Doğru, Akıl Karaya Vurdu (1994)
Yasaklı Rüyalar (2000)
Gökçekimi (2000)
Gerdanlık - I (2000)
Gerdanlık - II (2002)
Parmak İzi (2002)
Yağmur Yerden Yağar (2002)
Anadolu'da Bahar (2007)
Deneme
Düşünce Yazıları (1990)
MİHRİBAN ŞİİRİ
Sarı saçlarına deli gönlümü
Bağlamışlar, çözülmüyor Mihriban!
Ayrılıktan zor belleme ölümü
Görmeyince sezilmiyor Mihriban!
Yâr deyince kalem elden düşüyor
Gözlerim görmüyor aklım şaşıyor
Lâmbamda titreyen alev üşüyor
Aşk kağıda yazılmıyor Mihriban!
Önce naz sonra söz ve sonra hile
Sevilen seveni düşürür dile
Seneler asırlar değişse bile
Eski töre bozulmuyor Mihriban!
Tabiplerde ilaç yoktur yarama
Aşk değince ötesini arama
Her nesnenin bir bitimi var ama
Aşka hudut çizilmiyor Mihriban!
Boşa bağlanmamış bülbül gülüne
Kar koysan köz olur aşkın külüne
Şaştım kara bahtın tahammülüne
Taşa çalsam ezilmiyor Mihriban!
Tarife sığmıyor aşkın anlamı
Ancak çeken bilir bu derdi, gamı
Bir kördüğüm baştan sona tamamı
Çözemedim çözülmüyor Mihriban!
Abdurrahim Karakoç
UNUTURSUN MİHRİBANIM
"Unutmak kolay mı? " deme
Unutursun Mihriban'ım.
Oğlun, kızın olsun hele
Unutursun Mihriban'ım.
Zaman erir kelep kelep..
Meyve dalında kalmaz hep.
Unutturur birçok sebep
Unutursun Mihriban'ım.
Yıllar sinene yaslanır
Hâtıraların paslanır.
Bu deli gönlün uslanır...
Unutursun Mihriban'ım.
Süt emerdin gündüz-gece
Unuttun ya, büyüyünce...
Ha işte tıpkı öylece
Unutursun Mihriban'ım.
Gün geçer, azalır sevgi
Değişir her şeyin rengi.
Bugün değil, yarın belki
Unutursun Mihriban'ım.
Düzen böyle bu gemide
Eskiler yiter yenide.
Beni değil, sen seni de
Unutursun Mihriban'ım.
(Dosta Doğru)
Abdurrahim Karakoç
AŞK HİKAYESİ
Başımdan bir kova sevda döküldü
Islanmadım, üşümedim, yandım oy!
İplik iplik damarlarım söküldü
Kurşun yemiş güvercine döndüm oy!
Yağmur yorgan oldu, döşek kar bana
Anladım ki kendi gönlüm dar bana
Alev dolu bardakları yâr bana
Sunuverdi içtim içtim kandım oy!
Sevgi ektim, naz biçmeye çalıştım
Ne zamana, ne kendime alıştım
Kırk senede yedi hasret bölüştüm
Yedi dünya bana düştü sandım oy!
Gönül şahinimi yordum gerçeğe
Sonsuzda yüzümü sürdüm gerçeğe
Teselliden kanat kırdım gerçeğe
Tecellinin sinesine kondum oy!
(Yasaklı Rüyalar)
Abdurrahim Karakoç