Kanarya 28 Eylül Salı gecesi İngiltere'nin dev takımı Manchester United ile karşlaşacak. MU bu yıl pek iyi değil. Oyunu beğenilmiyor. Ama ne olursa olsun sarı lacivertlileri gayet güçlü bir takım bekliyor.
MU'yu futbol açısından Daum ve ekibi değerlendirecek. Hangi tedbirleri alacaklarını birlikte göreceğiz.
Bize gelen bilgilere göre İngiliz takımının zayıf yönlerinden biri, çabuk sinirlenmesi. İşte bu noktadan hareketle ben de Kanarya'ya naçizane bir tüyo vereceğim.
Ancak bu 'aykırı' hatta 'ahlaksız' öneriye geçmeden önce gelin sizi geçmişe götüreyim.

***
1950'li yıllar... Yetenekli Türk futbolcular İtalya'da top koşturmakta: Lefter Küçükandonyadis (Fiorentina), Şükrü Gülesin (Lazio), Bülent Eken (Palermo), Bülent Esel (Spal).
Bir gün Spal ile Lazio karşlaşr. Ve çok ilginç bir olay olur. Halit Kıvanç'ın 'Bir Koltukta Kaç Karpuz' adlı anı kitabından öğrendi- ğimize göre, maç sırasında Lazio'lu futbolcular Bülent'e küfür yağdırırlar. Mesela: "Ulan piç, vurma!"
Ama dikkat: Küfürler İtalyanca değil Türkçe'dir! Meğer bizim Şükrü, takım arkadaşlarına Bülent'i zıvanadan çıkaracak birer Türkçe küfür öğretmiştir.
Bülent allak bullak olur. Morali bozulur. O yüzden iyi oynayamaz. Maçı Lazio kazanır.
Gelelim bugüne.
Biliyoruz: Futbolcular rakiplerini sinirlendirmek için bazen hiç de etik olmayan, 'fair-play'e uymayan yollara başvurur.
Küfür bunlardan biridir. Hoşlanmasak da, doğru bulmasak da futbolun bir parçasıdır.
İyi de hangi küfür İngilizler'i çileden çıkarır? Sanırım ben bunun cevabını biliyorum.
Mesela MU'da bu yıl transfer edilen bir oyuncu var: Wayne Rooney. Onu Avrupa Şampiyonası'nda da seyrettik. Müthiş bir futbolcu. Çalımsa çalım, şutsa şut! Bir süredir sakattı. Ancak iyileşmiş ve F.Bahçe'ye kar- ş oynayacakmış.
Efendim 19 yaşndaki bu Rooney'nin, kendisinden epey büyük, anası yaşndaki fahişelerle birlikte olduğu kamera görüntüleriyle birlikte geçen aylarda medyaya yansıdı. Ortalık birbirine girdi. Ben de yazmıştım: Belli ki Rooney'de bir anne takıntısı var.
İşte ipucu burada:
Eğer bizimkiler, topu her alışından, "Hey mother f..ker" diye bağırırlarsa, genç ve tecrübesiz Rooney kafayı yer. Topu unutup tekme atmaya, tükürmeye başlar. Ve anında kırmızı kartı görür. Takımını 10 kişi bırakır.
Benden bu kadar.
Bu arada: MU'nun Hollandalı golcüsünü de unutmayalım: Ruud van Nistelrooy. Çok tehlikeli bir forvet. Onu çılgına çevirecek sözleri de bizim Van Hooijdonk takım arkadaşlarına ezberletecektir sanırım...