Türkiye'nin en iyi haber sitesi
EMRE AKÖZ

Sanatçı belli bir siyasi görüşü savunmak zorunda mı?

Bir sanatçının siyasetle ilişkisi nasıl olmalıdır? Bu eskimeyen bir tartışmadır, sıkça gündeme gelir. Tabii o gergin ilişkiye, duruma göre, sanat eserini de katmak gerekir.
Örneğin 12 Eylül referandumundan önce Sezen Aksu, "Evet" oyu vereceğini açıkladı.
Bunun üzerine bazı "Hayırcılar" ona "sazan" diyerek saldırdı. Kimisi de İzmir'deki sokaktan adını sildirmek üzere harekete geçti.
Kimi yorumcular ise "Sanatçı özgürlükten yanadır, Sezen Aksu da özgürlükleri kısıtlayacak olan bu Anayasa değişikliğine Evet veremez" dedi.
Halbuki diğerlerine (mesela bana) göre, özgürlükleri kısıtlayan yürürlükteki 1982 Anayasası idi. Yani aslında Hayır vermek, baskıyı, vesayet rejimini sürdürmek anlamına geliyordu.
Eğer sanatçı "özgürlükten yana tavır alması gereken bir toplumsal figürse"... O zaman sanatçının tam da Evet demesi beklenirdi...
(Not: Ben böyle düşünmüyorum, nedenin aşağıda anlatmaya çalışacağım.)

***
Sezen Aksu olayında onun şarkıları, besteleri ve güfteleri gündeme gelmedi. Yani tartışma, sanatçının genel tavrı üzerinden yürüdü.
Benzeri bir durum aşağı yukarı Emir Kusturica olayında da söz konusuydu: Tartışılan nokta, Kusturica'nın filmleri değil, onun genel siyasi tutumuydu.
Kusturica, Boşnak kadınların tecavüze uğraması gibi dehşetengiz veren bir olayı, Sırp milliyetçiliğinden hareketle küçümsüyordu. (Hem de Boşnak kökenli olmasına rağmen!)

***
Tabii bir de sanat eseri ile siyasetin ilişkisi var... Bazı sanatçılar, sadece sözleriyle değil, eserleriyle de siyasi tavır alıyor.
Örneğin Mel Gibson'ın Hz. İsa'nın çarmıha gerilişini anlattığı "Tutku" filmi, ABD'deki Yahudi film dağıtıcılarının hışmına uğramıştı.
Ancak sanatçı ile eseri arasında temel bir "siyasi" fark olmuyor.
Mel Gibson, sadece filmiyle değil, "Dünyadaki bütün savaşları Yahudiler çıkarıyor" dediği için de Yahudi düşmanlığıyla suçlanmıştı.
Yani sanatçılar genellikle eserlerinde dile getirdikleri siyasi fikirleri, sözleriyle de tekrarlıyor.
***
Benim fikrim ise şöyle:
1) Sanatçıya bir misyon yüklemeyi doğru bulmuyorum. Yani "sanatçı dediğin, şunu savunur, bunu savunamaz" demek yanlış.
Çünkü sanatçını ortalama vatandaştan farkı, düşünce ve duygularını, sanat dediğimiz özel bir dille ifade edebilme becerisinden ibaret.
Madem toplumda çeşitli siyasi ideolojiler var... Sanatçı da bunlardan birine dahil olacaktır...
Peki, sanatçı eleştirilmeyecek mi?
Tabii ki eleştirilecek. Şöyle:
"Söylediği" ile "yaptığı" önemli bence: Sanatçı hem özgürlükten söz ediyor, hem de özgürlükleri kısıtlayan bir ideolojiyi benimsiyorsa... Tutarsızlığı yüzünden eleştirilir ve samimiyetsiz bulunur elbette.
***
2)
Bir de eserin durumu var... Ben ABD'li besteci George Gershwin'i çok severim. Sahip olduğum CD'lerden biri de piyanist Fazıl Say'ın Gershwin yorumları...
Fazıl Say'ın siyasi fikirleri sığ ve çelişkili, çıkışları ise çocukça gelir bana.
Ressam Bedri Baykam gibi o da Kemalizm'i karikatüre dönüştürdüğü için söylediklerini ciddiye almam, güler geçerim.
(Millet tartışıyor diye, arada sırada ben de onlar hakkında yazmak zorunda kalıyorum.)
Ama Fazıl Say'ın "Gershwin" albümünü zevkle dinlerim. (Baykam'ın da bazı tablolarını severim.)
Peki, bir sanatçının eseri toptan reddeder miyim?
Evet, ederim. Şöyle:
Mesela CD'nin ya da filmin kazancı, benim keskin biçimde karşı olduğum bir örgüte gidecekse... O CD'yi almam, o filmi (gazetecilik gereğinin haricinde) izlemem.
Velhasıl hazır cevapları yok bu soruların... Şartlara göre düşünmek gerekir.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA