Türkiye'nin en iyi haber sitesi
EMRE AKÖZ

Muhtıra verenle vermeyen bir olur mu?

Hiç darbe yapanla, yapmayan bir olur mu? Muhtıra vermiş olanla, vermemiş olan bir olur mu?
Asker şahısların demokrasiye karşı işledikleri suçları özenle ayırmak gerekiyor. Bu işin belli bir hiyerarşisi olması gerekir:
Örneğin darbe yapanın cezası en ağırdır... Muhtıra verenin cezası ise ondan daha azdır... Ne bileyim, mesela güncel bir örnekten gidersek, kara propaganda sitesi kurmuş olanınki daha da az olmalıdır.
Elimizde uygun yasal araçlar olmadığı için, bu tip konulardaki her türlü zanlıyı, "terör suçu" adlı çuvala koyuyoruz.
Çok ama çok yanlış bir iş bu... Benim aklım almıyor: "27 Nisan muhtırasını ben yazdım; hem de şöyle yazdım, böyle yazdım" diye ifşaatta bulunmuş Yaşar Büyükanıt yargılanmıyor... "Postmodern" lakaplı 28 Şubat (1997) darbe sürecini işleten emekli orgeneral Çevik Bir'e de kimse dokunmadı.
Buna karşılık yukarıda anlatmaya çalıştığım "demokrasiye karşı işlenen suçlar hiyerarşisi" açısından çok daha alt seviyelerde bulunan İlker Başbuğ "terörden" yargılanıyor. Hem de tutuklu olarak! Bu işte bir yanlışlık var.
Yazılarımızı sürekli okuyanlar hatırlayacaktır: İlker Bey'i zamanında çok eleştirdim.
Masum olduğunu sanmıyorum.
Ancak hukuk doğru çalışmalı:
Ödülde de, cezada da adil olmak gerekir.

YAZARIN BUGÜNKÜ DİĞER YAZILARI
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA