Türkiye'nin en iyi haber sitesi
HAŞMET BABAOĞLU

Zaman gelip geçerken: Yaseminler, hanımelleri...

Artık kırklarına geldi ve hâlâ şöyle şikayet ediyor: "Sürekli hayat elimden akıp gidiyormuş gibi hissediyorum, sanki hep bir şeyleri kaçırıyorum." Ona "asıl bu huzursuz koşturma içinde kendini elinden kaçırdın" demek istiyorum ama anlayacak gibi değil, susuyorum. Oysa durmak ve bir bakmak lazım. Kendine, etrafa, kalbine ve dünyaya bakmak... Kaldı ki, hayat hep bizden hızlı koşar. Belki de bizim dur durak bilmeyen arzularımızdan kaçıyordur...

***
Geçen yıl üç iyi konser izledim. Ama şimdi size müzikten bahis açacak değilim, başka bir şeye dikkat çekmek istiyorum. Birinde sanatçılar Kanadalıydı, diğerinde Ukraynalı ve İsrailli, üçüncüsünde esas çocuk İzlandalıydı. Hepsinin niteliği muğlak fakat etkisi güçlü bir batıni mesajı vardı; mistik şiirler ve şarkılar birbirini izliyordu. İslam'a hoş bir vurgu yapar gibi oluyorlar, hemen ardından mesajı bulanıklaştırıyorlardı. Hoştu fakat ""i olmayan bir içtenlik çabasıydı sanki. Daha sonra internet sitelerine ve sosyal paylaşımlarına bakınca mesele daha belirginleşti. Malum, küreselci proje bir süredir "sufilik" etiketini kullanarak basbayağı yeni bir "din" üretmeye çalışıyor. Belli ki, bu çerçevede iyi müzisyenler üzerinde epey yol kat edilmiş. Biraz Mevlana, biraz Hint düşüncesi, biraz retro-hippi etkiler, biraz ekoloji, biraz post-modern reklam kültürü, vd. Bu "çorba"ya dikkat etmek gerekiyor. Şimdilik bu kadar söyleyeyim. İleride üzerinde daha geniş biçimde duracağım.
***
Tüketicinin tercih özgürlüğü, çeşitlilik, serbest piyasanın tekelciliği önlemesi, vs... Hepsi gözbağcılık, hepsi evrensel aldanışlar... Geçenlerde Spectator Index bu açıdan örnek bir liste yayınladı. Olay bütün dev şirketler için geçerli ama sadece PepsiCo'nun çeşitli markalarına bakmak bile gerçeği anlatıyor. Mesela canınız cips mi çekti? Bu şirketin ağından kaçabilmek neredeyse imkansız. Doritos, Cheetos, Lay's, Ruffles... hepsi onun farklı markaları...
***
Bazılarına bakıyorum... Ben, ben, ben deyip duruyorlar. Ama içlerinde "kimse" yok! Hepi topu oradan buradan kopyala-yapıştır haller... Onca gürültü bu boşluğun uğultusunu bastırabilir mi?
***
Yaseminler ve hanımelleri açmaya başladı. Akşamlar artık bir başka güzel.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA