Ürdün'de Bekir Melhim ve eşi Sana aylardır ayrıymışlar ve internette kendilerine yeni eş aramaya başlamışlar.İnternette kendini bekar, kültürlü, dindar ve okumayı seven biri olarak tanıtan ve Adnan takma adını kullanan Bekir, Cemile takma adıyla sohbet ettiği eşi Sana'ya aşık olmuş..
Bu sanal aşkın tarafları, sonunda evlenmeden önce yüz yüze görüşmek noktasına gelmişler..
Bekir, Sana'yı gördüğünde 3 kez "boş ol'' diye bağırmış, Sana da bayılmadan önce "Sen sadece bir yalancısın'' diyebilmiş.
Roman gibi bir gerçek öykü değil mi bu? Aslında Bekir, kendisini internette tanıttığı gibi bir kişi olabilseydi, eşi Sana onu gerçek kimliği içinde de severdi ve hiç ayrılmazlardı.
Bu olaydan alınması gereken dersler o kadar çok ki.
"Göründüğün gibi olma, olduğun gibi görün" özdeyişi çok doğru değil mesela.
İnsanlar göründükleri gibi olmaya da çalışmalı. Bir magandanın görgülü ve nazik bir görüntü verdiği kadar, öyle olmaya da çalışması asla yanlış değildir.