Türkiye'nin en iyi haber sitesi
BAŞYAZI MEHMET BARLAS

Başbakan Erdoğan artık doğaçlama yapmamalıdır...

Başbakan Erdoğan'ın BBC'ye verdiği demeçte "100 bin Ermeniyi sınır dışı ederiz" diye konuşması, tabii ki herkesi şaşırttı.
İki gün önce "Roman açılımı"ndaki konuşması henüz kulaklardayken, nasıl olur da Ermeniler hakkında "Tehcir"i hatırlatan sözler söyleyebilirdi?
Böyle durumlarda hep 1970'lerin yapımı "La Grande Bouffe" (Büyük Tıkınma) filmini ve Michel Piccoli'yi hatırlarım.
Marco Ferreri'nin yönettiği bu filmde Marcello Mastroianni, Michel Piccoli, Philippe Noiret ve Ugo Tognazzi'nin canlandırdıkları dört arkadaş, yanlarına kiralık kadınları da alıp, bir sayfiye evinde kaçamak yapıyorlardı.
Öylesine kural dışılıklarla ve tiksindirici sahnelerle doluydu ki bu kaçamak...
Örneğin sürekli yemekten arkadaşlardan biri çatlayıp ölüyor ve onun cesedini buzdolabına koyup, rezil eğlencelerine ve tıkınmalarına devam ediyorlardı. İhtiyaçlarını gidermek için tuvalete falan gitmiyorlardı mesela.
Bu filmin Paris'teki gala gösteriminde, izleyici kadınlar filmi seyrettikten sonra Michel Piccoli'yi protesto etmişler ve "Bize bunu yapmayacaktın" diye bağırmışlardı.
Çünkü Piccoli o güne kadar oynadığı rollerde bakımlı, özenli, ciddi erkeği canlandırmıştı. "Büyük Tıkınma"daki mide kaldıran görüntüsü ise, onun hayranı olan kadınları şoka sokmuştu.

Bir çizgi izlenmelidir

Başbakan Erdoğan tabii ki kendisine verilen bir senaryonun gereği olarak, bugüne kadar verdiği görüntü dışındaki bir tiplemeyi canlandırmak durumunda değil.
Ama siyasette sürekli "Doğaçlama" yapmak da doğru olamaz.
En azından fazla kırıklarla zaafa uğratılmayan bir "Çizgi"nin izlenmesi gerekir.
Örneğin Ermenistan'la bir "Açılım" gündeme getirilirken gidip bunu Azeri-Ermeni anlaşmazlığının çözümü zor Karabağ sorununa endekslemek, çizgiyi kırar.
Ya da "Dağdakiler şehre insin" dedikten sonra şehirdeki Kürt sivil siyasetçileri kelepçeleyip teşhir etmek de, "Terör bitsin, siyaset sorunlara çözüm üretsin" diye çırpınan söylemler arasında TBMM'de temsil edilen Kürt partisini kapatan Anayasa Mahkemesi'nin tutumuna benzer.
Veya İsrail'in Filistin politikasını eleştirirken konuyu Türkiye'deki Yahudi cemaatine bağlamak gibi bir yanlış nasıl yapılabilir?
Başbakan'ın bu tür kırık çizgili söylemlerini neye bağlamalıyız bilemiyorum.

Sorumluluğu çok fazla
Çünkü Türkiye'de bugünkü "Sivilleşme", "Demokratikleşme" ve benzeri tüm olguların hem başlatıcısı, hem de güvencesi Erdoğan ve AK Parti değil mi?
"Bu ülkenin geçmişinde bazı faşizan uygulamalar oldu" diyerek yakın tarihimizi otopsi masasına yatırmak cesaretini gösteren bir Başbakan'dır Erdoğan.
Azınlık vakıflarının el konulan taşınmazları onun kararı ile sahiplerine iade ediliyor. Bunun gibi eğer Heybeliada Ruhban Okulu açılacaksa, bu Erdoğan'ın konuya sahip çıkması ile mümkün olacak.
Neticede Erdoğan hepimizden daha fazla hoşgörülü, hesaplı, bilinçli, planlı ve özenli olmak zorundadır.
Açtığı yolun hedefine ulaşabilmesi onun tutarlılığına bağlıdır.
Erdoğan'ın söylemlerindeki çizgi kırıklıkları doğal olarak Parisli kadınların Michel Piccoli'nin "Büyük Tıkınma"daki görüntüsü ile şok yaşamalarına benzer yansımalar gösteriyor.

Ahmet Altan'ın yorumu

Dünkü Taraf'ta Ahmet Altan bu tabloyu çok güzel ifade ederken şöyle demişti:
"...Bu iktidar hem yuhalanacak, hem alkışlanacak işleri aynı anda yapabiliyor. Kafası ve kimliği pek net değil, bir yanıyla çağdaş ve ilerici, bir yanıyla tutucu ve hoyrat. Müslüman kimliğine bolca milliyetçilik katmış, özgürlük aranışına 'itaat isteği' bulaştırmış, Ergenekon'a karşı çıkarken İttihatçı katilleri sahiplenmiş tuhaf bir iktidar bu. Türkiye gibi çok karmaşık bir ülkenin değişim günlerini yönetmeye çalışırken kendisi de çalkalanan bir yönetim anlayışı. Sorunumuz sadece bu iktidar değil tabii, bence büyük sorunlarımızdan biri de bu kafası karışık iktidarı 'hakkıyla' eleştirecek bir muhalefetin eksikliği, onu hak ettiğinde alkışlayacak, hak ettiğinde destekleyecek 'adaletli' bir aydın kitlesinin olmaması."

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA