Türkiye'nin en iyi haber sitesi
BAŞYAZI MEHMET BARLAS

Bu üslupla siyaset etmek kime yarar sağlamış ki?

Eğer öfkelendiğiniz birilerine hakaret etmek istiyorsanız, beyninizi fazla yormadan da yapabilirsiniz bunu. Dünya hakaret literatürünün incilerinin derlendiği sözlüklerde sayısız veri bulabilirsiniz.
Birkaç örnek vereyim:
- Görüş alanımda durma...
Görüntün gözümü bozuyor.
- Hep prezervatif kullan. Dünyanın senin gibi birine daha tahammülü yok.
- Sana her baktığımda yalnızlığın değerini daha iyi anlıyorum.
- Dudakların yine oynadığına göre yeni yalanlar söylediğin kesindir.
- Bir daha karşılaştığımızda seninle konuşmamın yanlış olduğunu bana hatırlat.
- Seni sonsuzluğa kavuşturabilecek tek araç tuvaletteki sifondur.
- Bu mekân bir domuz çiftliği olmadığına göre, sen bir daha buraya gelmemelisin.

Ağır sözler
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun partisinin son grup toplantısında yaptığı konuşmanın metnini okurken, hakaretlerin derlendiği sözlükteki bir başka söylemi de hatırladım.
Şöyleydi bu:
- Daha iyi bir dünya kurmak için siyasete girdiğini söyleyen bir kişi rakiplerine hakaret ederek mi yola çıkmalıdır?
Kılıçdaroğlu'nun dünkü konuşmasındaki bazı ifadeler "Yeni CHP"yi yansıtıyorsa, bunun "Eski CHP"den daha iyi bir şey olmadığını hemen söyleyebiliriz. Mesela "Sadece Türkiye'nin değil Ortadoğu'nun en çapsız adamı bu ülkeye dışişleri bakanı oldu" demiş Davutoğlu hakkında...
Düşünün bir kez... Dışişleri Bakanı Davutoğlu da buna cevap vermek için "Ortadoğu ve Balkanlar'ın en çapsız adamı CHP'ye Genel Başkan oldu" deseydi bu üslubu doğru bulur muydunuz?

Ahlak kriterleri
"Ahlaklı adam" kriterleri koyup Başbakan Erdoğan'ın bu kriterlere uymadığını söylüyor. İşin kötüsü bu tür hakaret cümleleri üretmeyi siyaset etmek zannetmesi ile bitmiyor olay. Kılıçdaroğlu CHP'nin yönetimini mükemmeliyete ulaştırmış gibi AK Parti'nin iç işleri hakkında konuşmayı da kendinde hak görüyor. Mesela Bülent Arınç'a kendince destek veriyor, "Bülent Arınç'ı o görevden al, onun yerine bu valiyi getir hükümet sözcüsü yap" falan diyor...
Tereciye tere satılmaz ama... Sayın Kılıçdaroğlu bir kez olsun "Başbakan Erdoğan'ın adının ve hakaret cümlelerinin bulunmadığı bir konuşma yapıp, seçmene ne tür bir gelecek vaat ettiğimi de anlatmalıyım" şeklinde düşünmeyi mutlaka denemelidir.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA