Türkiye'nin en iyi haber sitesi
BAŞYAZI MEHMET BARLAS

Bunlar dün de böyleydiler bugün de böyleler...

Herkes yaşlanır ama herkes olgunlaşmaz... Bu gerçeği en somut biçimde siyasi partilerde ve bu partilerin dünden bugüne aktarılan kadrolarında görürüz.
Tasarlanan her aşamaya, her reforma ve Türkiye'yi dünya ile rekabette güçlü hale getirmeyi amaçlayan her atılıma "Laiklik tehlikede", "Rejim tehlikede", "Bütünlüğümüz tehlikede", "Bağımsızlığımız tehlikede" diyerek karşı çıkanlar dün olduğu gibi bugün de yoklar mı? Bunlar "Televizyon gelirse dövizimiz gider" demediler mi? Boğaz Köprüleri'ne bunlar karşı çıkmadı mı?

Cep telefonu bağımlıları
Unuttuk mu özelleşmeye karşı çıkanların "PTT'nin T'si özelleştirilirse Nutuk'taki telgrafçı Hamdi Bey'in ruhu muazzep olur" diyerek özelleştirmelerin bağımsızlığı tehdit ettiğini ileri sürenleri? Bunların ideolojik takıntılarını bugüne taşıyanların, özel sermaye olmaktan öteye çok uluslu sermayenin servis verdiği cep telefonlarını kulaklarına yapışık tutmadan yaşayamadıklarını da görmüyor muyuz? Email yerine telgrafla iletişime geçen kaldı mı?

Araştırmacı gazeteciler
Hatırlayın geçmiş yıllarımızı... Bir iş adamı için en korkutucu gazeteci sorusu "Yoksa sizin İsviçre bankalarında paranız mı var" şeklinde değil miydi? Bu tür akıl ve çağ dışı sorular sordukları için kendilerine "Araştırmacı gazeteci" denilenlerin cüzdanları, şimdi kredi kartları ile dolu değil mi?
Yaşlanmamak tabii ki hoş bir durumdur. Ama olgunlaşmamak ve beyinleri hâlâ çocuk masalların ortamında tutmaya çalışmak pek hoş kaçmıyor.

Korku devleti
Bir dönemde dünyada çok okunan kitaplardan biri Michael Crichton'un "Korku Devleti"ydi (State of Fear) Crichton bu kitabında"Global Isınma" konusunu merkez alıp, bunu bir "Korku kaynağı" haline dönüştüren ve bu korkuya dayalı olarak büyük kazançlar sağlayan kişileri ve şirketleri romanlaştırmıştı.
Geçenlerde ABD'nin yeni Başkanı Trump'ın "Küresel ısınma var diyenler, bugünlerde soğuktan donduğumuzu görmüyorlar mı" şeklindeki tweetini okuyunca Crichton'un kitabını hatırladım. Crichton'a göre global ısınma konusundaki bilimsel teoriler yeterli değildi ve böyle bir problem varsa da, bunun çözümüne ilişkin önerilerin gerçekliği tartışmalıydı.

Her alanda korku üretimi
Sonuçta bilimsel araştırma yapanların bulguları, sorunun anlaşılmasından ziyade bu alanda fonların oluşturulması için yönlendiriliyordu. Bu sadece bir romandı ama global ısınmaya dönük üretilen korkuların kimlere iş ve ün sağladığını, ne tür parasal kaynakların bunlara yönlendirildiğini hatırlayınca, roman ötesi gerçekler de karşınıza çıkıyordu.
Bu "Korku Devleti" kavramının sade global ısınmaya değil siyasal çeşitli konulara dönük olarak da geçerliliğini düşünmemiz gerekiyor. Kendilerini seçkinler olarak sunanların ancak çeşitli alanlarda korkular üreterek topluma kendilerini kabul ettireceklerinin farkındalar. Ve biz Türkiye olarak bunların babalarının da, torunlarının da kimler olduklarını bilmiyor muyuz?

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA