Kuzey Kıbrıs'taki Cumhurbaşkanlığı seçimleri Rum kesimine paralel olarak Yunanistan'da da ilgiyle izleniyor. Yunanistan'da da aynı Rum kesiminde olduğu gibi Rauf Denktaş döneminin sona ermesiyle Kıbrıs'ta yeni bir dönemin başlayacağına inanılıyor. Ancak bu önemli değişikliğin Kıbrıs sorununun çözümüne nasıl yansıyacağı sorusu Atina'da ve Lefkoşe Rum kesiminde değişik açılardan değerlendiriliyor. Atina, bugüne kadar Kıbrıs sorununa çözüm bulunamamasına, Rauf Denktaş'ın "uzlaşmazlık" siyasetini gerekçe gösteriyordu. Seçimleri Mehmet Ali Talat'ın kazanmasıyla bu tablonun değişeceğine inanan Atina'nın, aynı görüşü paylaşmayan Rum lider Tasos Papadopulos'un iki yıldan bu yana uyguladığı uzlaşmazlık siyasetinden de rahatsız olduğu gözleniyor.
ANKARA'DAN TELEFON TRAFİĞİ
Atina bu bağlamda Papadopulos'un Kıbrıs çözüm müzakerelerinin yeniden başlaması için BM genel sekreterine bir an önce başvurması gerektiğine inanıyor. Yunan Dışişleri Bakanı Petros Molivyatis'in de son Ankara ziyareti süresinde Papadopulos'u telefonla iki kez aradığı ve Ankara'nın Kıbrıs ile ilgili görüş ve düşüncelerini aktardığı belirtiliyor. Molivyatis'in Papadopulos'a verdiği bu bilgilerin arasında, Türkiye'nin ve Kıbrıs Türklerinin yeni lideri olmaya hazırlanan Mehmet Ali Talat'ın seçimlerden hemen sonra Kıbrıs sorununun çözümüyle ilgili yeni girişimlerde bulunmaya kararlı olduklarını da söylediği bildiriliyor. Ancak Rum lider Papadopulos'un ne Kıbrıs sorununun çözümü için yeni bir girişime, ne de Kuzey Kıbrıs'taki seçimlere gereken önemi vermediği gözleniyor. Bu isteksizliğin farkında olan eski kurt politikacılardan Yunanistan'ın eski Başbakanı Konstantin Mitsotakis önceki gün verdiği bir demecinde "Papadopulos'un Kıbrıs sorununun çözümünü arzu edip etmediğini hala anlamış değilim" şeklinde bir ifade kullanmıştı. Yunan gazetelerinin ise son zamanlarda "Türk Denktaş gitti yerine Rum Denktaş geldi" ya da Rum kesiminde espri konusu olarak "Papadopulos, Talat'ın yerine yine Rauf Denktaş'ın seçimini isterdi" türünde Papadoulos'un uzlaşmaz tutumuna yönelik eleştiriler dikkati çekiyor.
RUM KESİMİ DE KARIŞIK
Papadopulos yönetimini oldukça rahatsız eden Atina'nın bu tutumunun Kıbrıs sorunu tarihinde ilk kez Atina ile Lefkoşe Rum kesimini karşı karşıya getirdiği gözleniyor. Ancak Rum kesiminde de toplum iki ayrı cepheye ayrılmış durumda. Aynı Annan Planına karşı gösterdikleri çifte tutum gibi. Geçen yıl yapılan referandumda Annan Planına evet diyen Rum partileri ve yandaşları Talat'ın Cumhurbaşkanı seçilecek olmasına daha sıcak bakıyorlar. İktidar ortağı komünist AKEL ise Talat'ı "kendi evladı" gibi görmeyi sürdürüyor. Çünkü Talat'a, Kıbrıs savaşından önce komünist AKEL ile bağları olan ve son yıllarda Denktaş'a muhalefet yapan bir politikacı gözüyle bakılıyor. Annan Planına "evet" diyenler Talat'ın seçilmesiyle Papadopulos gibilerinin Kıbrıs sorununun çözümsüzlüğü için artık Rauf Denktaş engelini gösteremeyeceğine inanıyorlar. Kaldı ki son zamanlarda Rum kesiminde en çok tartışılan konuyu Kuzeydeki seçimlerden çok; Rumların kendi aralarındaki hesaplaşmalar oluşturuyor. AKEL'in şu anda Papadopulos'un iktidarına ortak olması; Papadopulos'un ise eski bir EOKA üyesi olması Rum kesimindeki eski defterlerin yeniden açılmasına neden oluyor.
