Samsunspor beraberliği sonrasında F.Bahçe soyunma odası birbirine girdi. Oyundan alınan Selçuk eldivenini sinirle piste fırlatıyor, Tuncay kulübede kendisine mont uzatan görevliyi tersliyordu. Bunlar gözlerimizin bize ilettiği 'negatif' görüntüler. Başkaları yok mu?
Alex golü attığında Fenerbahçe yedek kulübesinin Brezilyalı yıldızın üstüne fırlayıp 'keline' öpücük kondurması da kaçmadı gözlerden; Daum'un Anelka'yı sahaya uğurlarken yanaklarını 'buselemesi' de...
F.Bahçe'nin futbolcu grubu son derece karakterli, kazanma arzusu yüksek ve disipline uyan bir yapıda. Bu oyuncular Lyon yenilgisi sonrasında "Kalitemiz bu kadar" diyen hocalarına karşı tepki oluşturup, cevaplarını sahada verebilecek kadar da yürekli.
Bunların arasında bambaşka olan Tuncay. Genç futbolcu hırslı ve lider karakteri ile sorumluluk almayı istiyor. Geçen sene Van Hooijdonk geldiğinde de tribünlere karşı kendi savaşını verdi. "Bu takımın kahramanı benim" dercesine oynadı. Orta sahada, 'yarı açık cezaevi' formatında görev almasına rağmen 19 gol attı. Bu isteğinin, golü arayışının arkasında yıldızlık duygusu yatıyor.
Şimdi Anelka oyuna girerken, Tuncay'a kement sallanması ilginç. Selim Soydan bu olayı, "Daum istemediklerini tek tek eliyor. Önce Van Hooijdonk'u sildi, şimdi sıra Tuncay'a geldi" yorumuyla açıkladı.
Başkan Aziz Yıldırım'ın yorumu daha da ilginçti. Minik kuşun bize söylediğine göre, Yıldırım soyunma odasında, "Bu takımda bir Ortega olayının daha yaşanmasına izin vermem. Bunu yaratacakları yakarım" tarzında sert bir konuşma yapmış.
Öncelikle haklı bile olsalar, Selçuk'un ve Tuncay'ın oyundan alınmalarına tepki koymaları yanlış. Onları 11'e seçen iradeye itirazları yoksa, oyundan çıkartan da aynı irade olduğuna göre saygı duymak zorundalar. Oyuna giren arkadaşlarına haksızlık ediyorlar.
Tuncay bütün bu söylemler içinde pırlanta emsalidir. Kazanma hırsı yüksek bir oyuncu kulübede değil, sahada olmayı tercih edecektir. Kendisinden bu şansı alan kim olursa olsun tepki koyması normal. Ona karşı yanlış tepkiler içine girenler, bu yıldız futbolcuyu uçurum kenarına taşır, ona hiç de istemediği kararlar aldırırlar.
Çünkü kalbini ortaya koyan kişi, karar verirken mantıklı düşünemeyebilir, duygusal davranır.