İstanbul'daki 3-0'lık skora rağmen rövanşı Beşiktaş adına garanti görmek çok mümkün değildi. Çünkü 5 gün önce kendi sahasında 2-0 öne geçtikten sonra iki gol birden yiyen bir takım için kaleyi kapatacağını, gol yemeyeceğini düşünmek gerçekçi değildi. Maçın karakteri, neredeyse ilkiyle aynıydı. Tayfur Hoca stratejisinde bir değişiklik yapmadan, ofansif oyuncularından vazgeçmeden, defansif zaaflarının süreceğini göze alarak çıktı sahaya.
Gaziantep'in buna ceza kesmemesi mümkün değildi.
Tolunay Kafkas, arka direklerdeki zayıflığı, Beşiktaş'ın iki bekinin 'sallanmasını' çok iyi analiz etmiş. Sürekli olarak iki stoperin arasına bir oyuncu kaçırarak duruş hatalarından faydalanmak istiyordu. Olcan 5. dakikada Rüştü'yü avlayarak maçın anlamını değiştirdi. Peşinden altı pas civarında topu bir Gaziantepli oyuncuya çarptırma çabaları başladı.
Kaçıyordu pozisyonlar.
Bir de Yalçın'a yapılan Almeida itmesinde, Kuddusi Müftüoğlu'nun pozisyon yorumu farklıydı.
Beşiktaş sağ beki Ekrem'in üstünden Olcan'ı maçın oyuncusu yapan Gaziantepspor, kendi sağ beki Serdar Kurtuluş'un ikramıyla penaltıyı verdi rakibine.
Simao'nun usta vuruşuyla birlikte final kapısı da açıldı. Yarım saat dolduğunda her şey bitmiş, oyunculara bitiş düdüğüne kadar ayakta durmak kalmıştı. İyi takım ile tecrübelisinin arasındaki farktı bu yarı final etabının hikayesi. Rüştü gibi bir efsane, koca takımı durduruyordu.
Beşiktaş'ın oyuncu kalitesinin defansif erozyon içinde olması bile, büyük zaaf gibi duran bu olasılığı Rüştü sayesinde 'olasılıksız' haline getiriyordu.

ZAAFLARI YOK ETMELİ
Beşiktaş tutunabileceği tek dalı bırakmayarak, taraftarının heyecanını tazeledi.
Hem yönetimi rahat bir soluk aldı, hem oyuncular, hem de genç teknik adam Tayfur Havutçu. Kalan lig maçlarında da bu rahatlığı hissedecekler ve daha güvenli oynayacaklardır. Ancak Havutçu'ya düşen Schuster'den devraldığı yanlışları devam ettirmek değil, bilinen ve giderilmeyen zaafları yok etmektir. Bir adım bile atmadı, statükoyu bozmadı. Finalde karşılaşacağı takım hangisi olursa olsun, daha önce bu işi başardığını unutmamalı. Onların elinde formül var.