Türkiye'nin en iyi haber sitesi
SÖZÜN ÖZÜ ÜNAL ERSÖZLÜ (EGE)

Hak ve sorumluluk

Bugünlerde 'gazetecilik mesleği' sık tartışma konusu oluyor. Bu tartışmalar, bir yanıyla mesleğin önünü açacak nitelikte; bir yanıyla da mesleğin fırtınalı sürecinin işareti. Uzun yıllardır, bazen ulusal düzeyde, bazen de 'bölge kalıplarında' köşe yazıyorum. Bir yazı kaleme aldığımda, siyasi içerikli bir 'eleştiri' yapacaksam bile; kırk kere düşünür, eleştirel sınırlarımın bireyselleşmemesi için özen gösterir; eleştirimin içeriğini bir fikre dayandırmaya çalışırım. Yazılarım kişilere yönelik, onların kişilik haklarını zedeleyecek bir üslup içermez. Eğer yerel sınırlarda dolaşıyorsam, 'yurttaş' gazeteciliğine öncelik tanır, 'kamuya katkı getirecek' bakış açıları geliştirmeye çalışırım. Gazetecilikteki rehberim, son yıllarda yayınlanmış en iyi metin olduğu için, Türkiye Gazeteciler Cemiyeti'nin medyanın yine ciddi krizlerin eşiğindeki 1998 yılında sunduğu, 'Türkiye Gazetecileri Hak ve Sorumluluk Bildirgesi'dir. Bu bildirgeyi olduğu gibi aktarmam mümkün değil.

ÇERÇEVE GÜZEL ÇİZİLMİŞ AMA...
Farklı bölümlerden oluşan bildirgenin, aşağıdaki satırlarına dikkat çekmek isterim:
"Gazeteci; başta barış, demokrasi ve insan hakları olmak üzere, insanlığın evrensel değerlerini, çok sesliliği, farklılıklara saygıyı savunur. Milliyet, ırk, etnisite, cinsiyet, dil, din, sınıf ve felsefi inanç ayrımcılığı yapmadan; tüm ulusların, tüm halkların ve tüm bireylerin haklarını ve saygınlığını tanır. İnsanlar, topluluklar ve uluslar arasında nefreti, düşmanlığı körükleyici yayından kaçınır. Bir ulusun, bir topluluğun ve bireylerin kültürel değerlerini ve inançlarını (veya inançsızlığını) doğrudan saldırı konusu yapamaz.
Gazeteci; her türden şiddeti haklı gösterici, özendirici ve kışkırtan yayın yapamaz."
"Gazeteci, çalıntı, iftira, hakaret, lekeleme, saptırma, manipülasyon, söylenti, dedikodu ve dayanaksız suçlamalardan kesinlikle uzak durur."
Son yıllarda gazetecilik mesleğinde, farklı fikirlerden meslektaşlar arasında da, yukarıda sadece küçük bir bölümüne dikkat çektiğimiz ilkeler, çok sık ihlal edilmeye başlandı.

SİLAHI KÖTÜYE KULLANMAK
Hatta aslında gerçek sahibinin 'okurlar olduğunu' düşündüğümüz bu köşelerle ilgili, haklı anlamda 'Babamızın malı mı?' soruları sorulurken; gazetecilerin bir bölümü de, köşelerini bizzat bir saldırı cephesini örgütler gibi; hem meslektaşlarına, hem de kendisiyle aynı şeyleri düşünmeyen 'bireylere ve gruplara' yöneltebildiler. Sonuçta kelimenin tek anlamıyla 'işin çivisi çıktı'! Eleştiri amaçlı ya da o niyetle yazıldığı belirtilen bazı yazılar, fikirsel açılımları çoktan aşarak, farklı cephelerde 'hakaret' silahına dönüştüler.

HEM GÜNÜMÜZÜ HEM GELECEĞİ
Katip Çelebi
'nin asırlar önce dediği gibi; "Kalemler, söz ordularını donattı."
Sonuçta tüm meslektaşlarımız, 'hem yerelde, hem de ulusal düzeyde' anlamalıdırlar ki; 'kalem' kendilerine 'gazetecilik yapılsın' diye emanet edilmiştir; yani 'hakaret gazeteciliği' tarihe karışmıştır. Ayrıca 'gazetecilik' 'gerçek anlamda kendi etiğine, hak ve sorumluluk ilkelerine uygun yapıldığında'; hakaretten bağımsızlaşıp, 'objektif haberciliğe ve hür yoruma' dayandığında; aslında bu gelişme Türkiye'nin siyasal coğrafyasında sorumluluk üstlenmiş, 'seçilmiş' tüm bireylere de, 'sahici eleştirel' katkı getirecek; yine her ne ise 'hakikat', her zaman günümüzü ve geleceği aydınlatacaktır.
Gazeteciler ancak bu çizgide buluştuklarında; objektif gazetecilik ilkeleri ışığında 'eleştirebilmeyi' de, halk yararına sürdüreceklerdir.

YAZARIN BUGÜNKÜ DİĞER YAZILARI
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA