Türkiye'nin en iyi haber sitesi
ATİLLA DORSAY

Bir protesto alanı olarak Beyoğlu

Beyoğlu'nu teftişe devam! Uzun zamandır içine bile girmediğim Çiçek Pasajı'nda bir tek atıp mezelerden tatmak ne keyifliymiş. Yan sokakların hemen tümünde boy atan kafe veya barlardan birine tünemek veya sokak masalarına çöreklenip demli çay içmek ne zevkmiş. Ama tüm bu tüketim, eğlence ve keyif mekanlarının ve etkinliklerinin yanı sıra Beyoğlu'nun son dönemde kazandığı işlevlerden biri de, bence bir siyasal protesto sahnesine dönüşmesi. Hemen her gün ve günün hemen her saatinde, burası yürüyüş yapan grupların alanı oluyor. Genelde siyasal yürüyüşler ve de muhalif takılan gruplar bunlar. Cadde boyunca yürüyor, yaya trafiğini durduruyor, sloganlarını atıyor, görüşlerini haykırıyor, broşürlerini dağıtıyorlar. İstiklal Caddesi sanki artık Kahire'nin Tahrir Meydanı. Ben de bu pazar, Taksim'den başlayıp Emek Sineması'nda bitecek olan yürüyüşe inşallah katılıp sinemanın açılmasını isteyenlerle birlikte yürüyeceğim. Ve aynı Beyoğlu'nda giderek artan sokak müzisyenleri, elişi sergileri, kaldırım ressamları da var. Ya da yine hızla çoğalan, özel müzeler veya kültür merkezleri. Bunlardan biri olan, Yapı Kredi Kültür Merkezi'nde sevgili Mengü Ertel anılıyor. Tiyatro afişlerinden bir seçme, bilinmeyen şiirlerinden bir avuç ve de çeşitli desenleriyle. Ne iyi bir raslantı, bunun festivale denk gelmesi. Çünkü o, yıllar yılı İstanbul Film Festivali'nin de değişmez müdavimlerinden oldu. Ters giden her şeyi protesto edenlerin başını çekti. Bu protesto çağında ve şu film günlerinde Mengü'yü anmak, bana ilaç gibi geldi. Ruhu şad olsun.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA