Bilgiyasarım birden iflas ettiği için (hayır, göçmedi, ama içinden bir şeyler, teknik deyimiyle 'power supply' yanmış ve değiştirilmesi gerekiyor) bu yazıyı laptop'umdan yazıyorum. Bunda sorun yok. Ama haftanın tam beş filmini yazdığım sinema sayfam, orada mahpus kaldı! Kimilerini aylar önce yazdığım tüm yazıları hatırlayıp yeniden yazmama imkan yok! Bakalım, ne olacak? Eğer bugün sinema sayfam varsa, halloldu demektir. Yoksa Allah kerim!
İşte teknoloji böyle bir şey. Çoğunlukla elimizi güçlendiren, hayatımızı kolaylaştıran, ürünümüzü daha kaliteli kılan ve üretimi geliştiren bir araç. Kimi zaman şikayet etsek de bilgisayardan cep telefonuna, otomatik vitesli arabamızdan çok kanallı TV'mize, internet alışverişinden internet haberlerine, 'akıllı bilet'ten gençler için iPad gibi gelişmiş cep araçlarına birçok yenilik, bize neler neler kazandırmıyor... Galiba temel sorun, elbette bunların hepsini kullanmak, hepsinden yararlanmak... Ama hepsine komuta etmek, hepsini gerektiği yerde ve yeterli ölçüde kullanmak... Yoksa TV dizisi esiri olmaktan sinemada telefon açmaya, son model otomobille ölümcül maceralara atılmaktan ömrünü ekran başında geçirmeye, en özel anlarını twitter'da el âlemle paylaşmaktan chat'le arkadaş bulmaya bir sürü garip, yersiz, tutarsız ve hatta riskli işe dalabilir, hayatla ve gerçek insanlarla sağlıklı bir iletişimi yitirebilir ve pişman olabiliriz.
Bu arada, SABAH da böylesine bir yeni teknolojinin peşinde. Metin Sever'in başında olduğu bir ekip, yarınlara hazırlanıyor. Geçenlerde konuştuğum, yazı işlerinden Fikret Eser dostum ne kadar heyecanlıydı: Her yazarın ve mutfaktan her gazetecinin önünde istenen sayfanın hemen açılmasının gazetenin hazırlanmasında ne kadar büyük kolaylıklar getireceğini anlatıyordu. Demek ki gazetemiz yeni teknolojilerle de desteklenerek büyük adımlar atmaya hazırlanıyor. Ne iyi... Elbette asıl önemli olanın insan malzemesi, yani gazetenin haberiyle, köşe yazıları ve yorumlarıyla, fotoğrafları ve mizanpajıyla, olabileceğin en iyisi olması temel unsurdur. Bunu da hiç akıldan çıkarmamak koşuluyla...