Öyle insanlar vardır ki eşleri benzerleri yoktur. Ancak onlar o işleri yapabilir, öyle davranabilir, o tarzda konuşabilir.
İşte son örnek: Topkapı Müzesi'nin 'başkanı' tarihçi İlber Ortaylı dostumuz. Bir süre önce sarayın 'müdürü' tarafından "Müdür o değil, benim" gibi veciz bir deyişle tepeden bakılan Ortaylı, intikamını aldı. Hem de hiçbir şey yapmadan, 'müdürün' kendi kendisini düşürdüğü tuzağın tadını çıkararak...
Ve geçen gün, sarayda davranma adabı üzerine birkaç söz etti. Ama gazetelerin dediği gibi 'ferman üslubunda' sözler... Sarayda çalışanların 'mahviyetkar birer hizmetkar' olduğundan 'hamiyetkar memurlara' olan ihtiyaca dek, türlü-çeşitli deyişlerle süslenmiş tam bir Osmanlı ağzı...
Farkında mısınız, bilmem: Ondan başka kimse böyle konuşamaz, bu sözleri edemezdi. Etseydi de gülünç olurdu, alay konusu olurdu. Ama bunlar İlber Hoca'ya yakışıyor. Ve hiç yadırganmıyor. Helal olsun!