Türkiye'nin en iyi haber sitesi
SELAHATTİN DÖNMEZ

Yapay tatlandırıcıdaki gizli tehlike!

Yapay tatlandırıcıları sadece diyabet hastaları değil kilo problemi yaşayanlar ve şekerden uzak kalmak isteyenler de kullanıyor. Ama son yıllarda sağlık otoriteleri yapay tatlandırıcıların kansere yol açabileceğini konuşuyor...

Daha az kalori alayım diyenlerdenseniz, sıfır şeker içeren, tatlandırıcılı alternatifleri tercih ediyor olabilirsiniz. Bazı tatlandırıcılar da aynen aspartam gibi kalori içerse de aslında tatlılık düzeyleri çok fazla olduğu için daha az kullanılıyor ve kalorisi de aslında ihmal ediliyor ve birçok light ya da diyet üründe kullanılıyor. Danışanlarım ilk geldiklerinde beslenme öykülerini aldığımda kolalı diyet içecek, çay ve kahvelerine tatlandırıcı kullanımının yaygın olduğunu görüyorum. Açıkçası toplumumuzun bir kısmı tatlandırıcıyı yaygın kullanıyor diyebilirim.
Bugün köşemize bu konuyu taşımamızın sebebi ise Dünya Sağlık Örgütü'ne bağlı kanser araştırma kurumunun geçenlerde yayınlanan bu yılki raporunda; yapay tatlandırıcılardan aspartamın bulunduğu kansere yol açabilen maddeler listesine almaya hazırlanan haberi oldu. Tabii iddialar ciddi olunca sizleri bu konuda geniş bir bilgi bombardımanıyla tatlandırıcıların gizli yüzünü açıklamak istedim.



YILLARDIR YAYGIN KULLANILIYOR
Aslında yıllar içinde aspartam önerilerine baktığımızda; 1981 yılında JECFA (adlı aslında çok değerli bilimsel bir komite) tarafından limitleri aşılmadığında güvenle tüketilebilir denmişti. Ve sırasıyla Avrupa Sağlık Otoritesi ve Amerikan Gıda ve İlaç Birliği bireylerin 40-50 mg/kg gün kadar kullanımını da onaylamıştı. Böylece aspartam hem diyet içeceklerde ve yiyeceklerde yaygın bir şekilde kullanılmaya başladı.
İlk olarak 2000'li yıllarda aspartam dahil birçok yapay tatlandırıcı kullanımıyla mesane, yumurtalık ve meme kanseri arasında ilişkinin olabileceğini belirten yayınlar yayınlanmaya başladığı gibi bazı araştırmalarda da böyle bir riskin olmadığı gösterildi. Bu çelişkili bilimsel araştırma sonuçları dolayısıyla daha fazla araştırmanın verilerine odaklanmanın gerekliliği ortaya çıktı. Fakat gün geçtikçe yayınlanan yeni araştırmalar aspartam dahil birçok yapay tatlandırıcının yüksek doz kullanımıyla bazı hastalık risklerin olabileceğine işaret ediyor diyebiliriz.
Bugün en çok kolalı gazlı içeceklerin "diyet" olanlarında yaygın kullanılan, sakızlardan birçok yiyecekte kaloriyi azaltmak ve şekerden 200 kat tat verici olduğu için tat vermek amacıyla en yaygın kullanılan yapay tatlandırıcı olduğunu hatırlatmalıyım.




PEKİ ASPARTAM NEDİR?
Aspartam, bir fenilalanin ve aspartik asidin metil esteri olan bağırsaklarda parçalanan ve karaciğerde metabolize edilen doğal olmayan kimyasal olarak üretilen yapay tatlandırıcının adıdır. Beyaz ve kokusuz kristal toz şeklindeki aspartam, tatlı lezzetiyle bugün dünyada yaygın kullanılan ticari bir sentetik tatlandırıcının ağızda bıraktığı metalik bir tadı da mevcut. Normal şekerden 200 kat daha tatlı olması ve aynı tatlılığı kalori içeriğinin sadece %5'i ile sağlaması aspartamı daha popüler hale getirmiştir. Fenilketonüri hastaları için tamamen yasak olan bu kimyasal, diyabet hatta obez hastaların uzun yıllar hem kan şekerini yükseltmesin hem de kalori almasın diye tükettiği yapay şeker. E951 koduyla yiyeceklere eklenen aspartat Amerika'da 1500'den fazla besinde bulunuyor. Bu sebeple besin etiketlerini iyice okumanızı ve E951 kodu gördüğünüzde bu üründe aspartam olduğuna dikkat etmenizi tavsiye ederim.




DSÖ KANSEROJEN MADDE İLAN EDECEK
Dünyanın en yaygın yapay tatlandırıcılarından biri olan ve gıda endüstrisinde oldukça sık kullanılan aspartamın, bu ay Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) tarafından 'olası kanserojen' olarak ilan edileceği açıklandı. Dünya Sağlık Örgütü'nün kanser araştırma kolu olan Uluslararası Kanser Araştırma Ajansı (IARC) tarafından temmuz ayında ilk kez 'İnsanlar İçin Muhtemelen Kanserojen' olarak listeleneceği belirtildi. Diyet, şekersiz ya da kalorisiz gazlı içecekler, bazı meyve suları, sakızlar, soslar, aromalı yoğurtlar, çikolata ve şekerleme ürünlerinin birçoğunun aspartam ya da farklı bir yapay tatlandırıcı içerdiğini belirtmek istiyorum.



STRESİ ARTIRABİLİR
Aspartam tüketimi, beyinde fenilalanin ve aspartik asit düzeylerini yükseltebilmektedir. Bu bileşikler; nörofizyolojik aktivitenin düzenleyicileri olarak bilinen nörotransmitter, dopamin, norepinefrin ve serotonin sentezini ve salınmasını engelleyebiliyor. Bunun yanı sıra aspartam; kandaki kortizol seviyelerini yükselterek ve fazla miktarda serbest radikal üretimine yol açarak, kimyasal bir stres etkeni olarak hareket edebilmektedir.




KAN ŞEKERİ DENGESİNİ BOZUYOR
Yakın zamana kadar yapay tatlandırıcılar, şeker yerine kullanılan ancak enerji içermeyen ve glisemik etkisi olmayan sağlıklı bir alternatif olarak düşünülüyordu. Ancak son yıllarda yapılan epidemiyolojik çalışmalar, tatlandırıcı tüketiminin obezite, metabolik sendrom, tip 2 diyabet gelişme riskinde artışa neden olduğunu bizlere gösteriyor. Vücutta metabolize olmayan tatlandırıcılar, bağırsak mikrobiyotasını değiştirerek glukoz intoleransı oluşturur ve kan şekeri dengesini kontrol etmeye katkıda bulunan öğrenilen yanıtları etkileyerek metabolik dengesizliğe neden olur. Tatlandırıcı kullanımı ile başta tip 2 diyabet olmak üzere metabolik hastalık gelişimi arasında ilişki olduğunu da belirtmek istiyorum. Fenilalanini metabolize edemeyen fenilketonüri hastaları, fenilalanin içeriği nedeniyle aspartam kullanımına dikkat etmeleri gerekiyor. Metabolize edilemeyen fenilalanin ve türevleri kanda birikerek beyin hasarına yol açabileceğinden, bireylerin bu konuda çok dikkatli olması gerekmektedir.

OBEZİTEYİ TETİKLİYOR
Yapılan çok değerli bir çalışmada tatlandırıcı kullanımının açlık duygusunu artırdığı, özellikle aspartam tüketiminden 30-60 dk sonra açlıkta ve yeme isteğinde önemli düzeyde artış olduğu belirlenmiştir. Çünkü aspartam tüketimi sırasında vücutta bulunan GLP-1 hormonun baskılanır ve böylece daha çok açlık ve yeme ihtiyacı hissedersiniz. Ayrıca GLP-1 hormonunun bozulması mikrobiyotanın da bozulması anlamına geliyor. Bu döngü obezite ve diyabeti tetikleyerek büyük sorun yaratır. Türkiye'de obezite oranlarının yüksek olmasının altında aspartam gibi yapay tatlandırıcıların çokça tüketilmesi de yatıyor olabilir. Aspartam aynı zamanda tat reseptörlerini değiştirerek yeme tercihlerini etkiliyor. Kanser kadar meselenin obezite ve diyabet sorunu da gündeme getirilmeli. Türkiye'de obezitenin adeta salgın haline gelmesinde paketli gıdalardak tatlandırıcıların etkisi unutulmamalı.

SAĞLIKLI BESLENMEDE YAPAY TATLANDIRICIYA YER YOK!
28 yıllık tecrübeme dayanarak kanser riski ve bağırsak dengesini bozduğu için sağlıklı beslenmede yapay tatlandırıcıların hiçbirini önermem. 2022 yılında PLos Medicine'de yayınlanan 100 binin üzerinde kişide yapılan araştırma da bu önerimi kanıtlar nitelikte diyebilirim. Çalışma, yüksek düzeyde aspartam içerikli besin veya içecek tüketenlerin başta meme, kolon, karaciğer kanseri olmak üzere tüm kanser çeşitleri risklerinin yüksek olduğunu bizlere gösteriyor.
Sıcak havalarda serinlemek için tükettiğiniz paketli, hazır içeceklerin içeriğinde aspartam bulunuyor. Tercihiniz her zaman katkı koruyucu içermeyen, doğal alternatiflerden yana olsun. Kendi meyve suyunuzu veya smoothie'nizi hazırlayabilir, maden suyunuzun içerisine meyve parçacıkları ilave ederek, renklendirebilirsiniz. Aspartam dahil hiçbir yapay tatlandırıcıyı ne diyabetli ne de sağlıklı bir birey beslenmesinde bulundurmasın. Bu önemli uyarının tekrar altını çizmek istiyorum.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA