Türkiye'nin en iyi haber sitesi
HOP KÜLTÜR SAMİ TOSUN

Çaresiz Tatlıses kadınları

"İbrahim Tatlıses'in nikahı üzerine ünlü hanımlar birbirine girdi. Üzerinde hak iddia eden bu kadar kadın olursa, insan kendini 'imparator' zannetmekle kalmayıp, ortalıkta Muhteşem Süleyman edasıyla dolaşabilir"

Efendim, İbrahim Tatlıses ayaklanıp da nikah masasına oturunca, aslında onun yokluğunda hayatımızın ne denli boş olduğunu bir kez daha idrak ettik. Siz de itiraf edin lütfen, biz milletçe İbrahim Tatlıses müptelasıymışız meğer. Sıhhati yavaş yavaş yerine gelip de, tekrar magazin malzemesi kıvamını kazandığı ilk anda, fırtına gibi döndü fani hayatlarımıza. Hem de ne dönüş! Her gazetede, her televizyon kanalında o ve evliliği konuşulmaya başladı. Evet, kıymetli okur, İbrahim Tatlıses neymiş, bunu bir kez daha anlamış olduk. Ayşegül Hanım'la nikahından sonra, en az dört ünlü hanım birbirine girdi zira. Hadisenin merkezinde elbette Derya Tuna vardı. Daha evvel, yanılmıyorsam İbrahim Bey, Asena Hanım'la erotik görüntüler verince, Derya Tuna nispet olsun diye kendini sahnelere atacağını açıklamış, hatta özel olarak diktirdiği transparan kıyafetle kameraların karşısına geçmişti. Lakin bu pembe rüya fazla sürmedi, Hüseyin Bozan adlı bir şahıs tarafından bacağından vuruldu. İbrahim Tatlıses o dönem olayla alakası olduğunu kabul etmemiş, hatta, "Ben imparatorum. Bir şey yapmaya kalksam, öyle ayağından vurmam. Başına sıkarım," diye iddialı iddialı konuşmuştu. Kaderin acı cilvesi, seneler sonra kendisi başından vuruldu... Derya Hanım'ı vuran Hüseyin Bozan ise, dört yıl kaldığı cezaevinden çıktıktan sonra, savcılığa o elim olaydaki azmettiricinin İbrahim Tatlıses olduğunu, lakin ne hapisteyken ne de sonrasında İbrahim Bey'den hiç maddi destek görmediğini anlattı.

DERYA TUNA HAKİMİYETİ KAYBETTİ
Neyse efendim, bendeniz zaten İbrahim Bey'e, "Ben imparatorum!" diye tuhaf açıklamalar yaptıran, o hudut tanımaz özgüvenin peşindeyim. Eh, insanın üzerinde hak iddia eden bu kadar hanım olursa, kendini sadece 'imparator' zannetmekle kalmayıp, ortalıkta Muhteşem Süleyman edasıyla bile dolaşabilir tabii. Öyle ki, matematiksel olarak ihmal edilebilir kimi münasebetleri ve bir dönemin fırtınalı Mavi Mavi hadisesini saymazsak, Perihan Savaş, Derya Tuna, Asena ve nihayet Ayşegül Yıldız hanımefendiler imparatorluğun gözdeleri oldular. İbrahim Bey'e bir 'veliaht' veren ve bu sebeple kendisine 'ana kraliçe' unvanı bahşedilen Derya Tuna, bugüne dek hakikaten bir kraliçe gibi davranıyordu. Bu arada, ABD'de malikaneler de dahil olmak üzere, epey bir mal varlığı da biriktirmiş ve mesela İbrahim Bey'le ortak bir kızı olan Perihan Savaş, bu nedenle zamanında, "İbrahim Bey'in başka çocukları da var," deme ihtiyacı duymuştu. Öte yandan, Derya Hanım 'tamamen duygusal' konuları halletmişti ama İbrahim Bey'i bir türlü nikah masasına oturtamamıştı. Bu vaziyet içinde ukteydi. İşte son nikah hadisesi, uzun süredir uyumakta olan volkanı bu yüzden uyandırdı. İbrahim Bey'in Ayşegül Hanım'a nikah kıymasıyla yıkılan, bir anda açığa düşen Derya Hanım, diğer İbrahim Tatlıses kadınlarında ne tür bir fena etki bırakmışsa, Perihan Savaş'ı da, Asena'yı da tribünlere doğru koşup, "Gooool!" diye bağırırken görmeye başladık. İşte Derya Tuna bu noktada tekerlekleri mıcıra kaptırdı ve hakimiyeti tam olarak kaybetti; Perihan Hanım zeki kadın tabii, buzdolabından çıkardığı intikam yemeğini tadını çıkararak yiyor, Ayşegül Yıldız'la samimi hallere giriyordu. Tuna ise kontrolünü daha da kaybederek, konuya 'ensest ilişki' benzetmesiyle yaklaşıyordu.

HER ŞEYİN BİR BEDELİ VAR
Hangi mahkeme bu zincirleme durumu çözebilir, onu da pek bilemiyorum. Zamanında Perihan Hanım, Sayın Tatlıses'in kızına hamileyken, Derya Tuna ortama girdi, ardından o da bir çocuk doğurdu. O sırada ortamın yeni yıldızı Asena sahneye çıkmıştı. Asena sahnede raksederken Ayşegül Yıldız dönemi başladı. Ufak çaplı bir harem kurulmuş, her şey yumağa dönmüştü. Son gülen Ayşegül Hanım oldu ama her şeyin bedeli var... O artık Çaresiz Ev Kadını. Eh, diğerleri de 'çaresiz Tatlıses anneleri'... Dolayısıyla, ben bu süreçte en çok Asena'yı takdir ediyorum. "İstesem İbrahim Bey'le evlenebilirdim ama ben özgürlüğü seçtim," açıklamasıyla kalbimi fethetti. Bu arada, konuyla ilgisi yok ama, "Sevdiğim adamın terini bile içerim," diye açıklama yapan Tuğba Özay'a da hayatta başarılar dilerim.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA