Türkiye'nin en iyi haber sitesi
MURAT DİDİN

Hepsi de kazandı

Maç bitmiş; kameralar Fenerbahçe soyunma odasında... Sevinç yumağı olmuşlar; çılgınca kutluyorlar şampiyonluğu... Ama ekrana baskın gelen ses tribünlerden... Galatasaraylı taraftarlar yine çılgınca inletiyorlar yeri göğü; takımlarına teşekkür ederek... Fenerbahçeliler'in coşku içinde zıplamalarını cim bom bom tezahüratı efektiyle izliyorum. Yüz yıl beklesen bulamazsın böyle bir sahne... Eğer bu bir 26 yıl sonra gelen Fenerbahçe-Galatasaray finali olmasaydı; yapar mıydı bu kadar rating; görür müydü bu kadar ilgi?
G.Saray, dün seriyi 7. maça taşıyamadı. Ama Oktay'ın, tüm takımın çıkışı play-off finallerinde de bitmedi. Adım adım basketbol seviyelerini F.Bahçe'nin o değerli kadrosuna yaklaştırıp eşitlemeye çalıştılar. Kolay değil ki! Rakibin, bununla beraber son beş yılda dört defa kürsünün en üstüne çıkmış.
Böyle güzel bir mücadelede taktiğe, tekniğe iki-üç satır fazla bile... "İşte G.Saray 3-3'e geldi" dediğimiz anda Haluk'un kaçırdığı iki yakın atış tamamen G.Saray'ın iyice yorulduğunun göstergesi olurken maçın şans meleği o kritik iki anda tercihini Fenerbahçe'den yana kullandı. Fenerbahçe, çok zor olan maçın başlangıcını Jasikevicius'un büyük deneyimiyle dengeledi. Bir önceki maçı kaybederken sahaya 39 derecelik vücut ısısıyla düşe kalka gelen Ömer Onan, dün basketbol ısısı 42 dereceye çıkmış bir halde sonuca katkı yaptı.
İstediğin kadar ara; dün kaybeden bulamazsın. Oktay kazandı; elindeki kadroyu nasıl değerlendireceğini göstererek. Spahija kazandı; ilk Türkiye yılını şampiyonlukla taçlandırarak. Aydın Örs kazandı; başantrenörlükten sonra sportif direktörlükte de altın madalyayı boynuna takarak. Tutku kazandı; Telekom'da bitti mi diye sorgulanırken zirve yaparak. Haluk kazandı; bir yıl daha mı yoksa genel menajer mi diye tartışılırken daha 3-5 yıllık kontratı anasının ak sütü gibi hak ederek.
Ve Galatasaray taraftarı... Tüm sezon boyu orada, burada futbolda kurdeşen dökmüşsün. Çoluk çocuk ailece formanı kapıp Abdi İpekçi'de çılgınca coştun, bağırdın, eğlendin, gurur duydun. Sinan Erdem maçlarını eşin, dostun evinde TV'de keyifle izledin
Bu kadar güzelliği yaratan iki taraftan birisin. Sen kazansan o kupayı almamayı hazmedebilir misin? Ne anlamı var böylesine harika bir tabloda hak edeni sahaya çıkartmayıp, onların hak ettiği kupayı almalarını engellemenin? Tersini düşün! Böyle uzun bir serideki desteğinden sonra kendini takımını alkışlarken, rakibe de bütün sezonun emeğinin karşılığını gönlünden geçse de, geçmese de bir alkışla sahada verebilsen...Gerçekten düşün; insan olarak, grup olarak, taraftar olarak daha çok büyümez miydin?

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA