Kırcaali, Türk halterinin madalya kaynağı oldu. Önce Naim, ardından Halil son olarak da Taner bu bölgede doğup Olimpiyat şampiyonluğu yaşayan haltercilerimiz oldular. Taner, henüz 4 yaşındayken, 1989 yılında ailesiyle birlikte göç yollarına düştü. Deliorman kasabasından başlayan yolculuk, Ankara Pursaklar'da son buldu. Aslında bu bir son değil Olimpiyat şampiyonluğuna giden yolun başlangıcıydı. Pursaklar beldesine yerleştirilen Bulgar göçmenleri için Naim Süleymanoğlu bir efsane olmuştu. Her göçmen çocuğu gibi Taner de Naim sevgisiyle büyütülmüş. Pursaklar'daki halter okulu Taner'in rüyalarına ulaşmasında ilk adım olmuş. Taner, okulda Naim'in kardeşi Muharrem Süleymanoğlu'nun dikkatini çeker. Babası ilk başlarda Taner'in halter yapmasına "Biraz büyü ondan sonra spora başla" diyerek karşı çıkmış. Buna karşılık Taner "Ben de Naim ağabey gibi olacağım" diyerek soluğu podyumda almış. Baba Fehim bakmış ki Taner hep idmanda, kendisi de başlamış Kardeşi Naim'in de antrenörlüğünü yapan Muharrem Süleymanoğlu, Taner'in başlangıç olduğunu söyledi başlamış idmanlara gitmeye. Görünümüne çok önem veren Taner'e mahalledeki arkadaşları bir de lakap takmış: Yakışıklı.
"İyi bir tatili hak ettim"
Demirspor Kulübü'nün sporcusu olan Taner, annesi gibi asgari ücret alıyor, krediyle alınmış evde yaşıyor. Günde 6-8 idman yapan Taner, haftada 50 ton ağırlığın altına girerken günde 5 bin kalori alıyor. Şampiyon, haftada 7 kilo et, 1 kilo kaşar, 7 kilo süt ve 1 kilo bal tüketiyor ve aylık beslenme maliyeti 1.5 milyara ulaşıyor. Haltere konsantre olduğu için kız arkadaşı olmadığını söyleyen Taner, iyi bir tatili hak ettiğini düşünüyor.
