Dostluğunu paylaşmaktan onur duyduğum değerli Kenan Işık'ı, çoğumuz televizyon ekranlarında, başarılı programlarından, arada rol aldığı dizilerden tanırız. Oysa sevgili Kenan Işık, Türk tiyatrosunun mütevazı, ürettikleriyle geleceğe kalacak, büyük ustalarındandır.
Örnek alınacak derinlikte, büyük bir sanatçıdır. Sevgili Kenan Işık, 17 yaşında başladığı tiyatro serüvenini, tam 48 yıldır çok büyük emek vererek; oyuncu, yazar, seslendirme sanatçısı ve yönetmen olarak bugüne dek yürek alkışlarıyla bezenecek düzeyde sürdürdü. Çok sayıda oyun yazan, sahneleyen, onlarca oyunda sahne alan sevgili Kenan Işık; bu onurlu hayatı, 30'un üzerinde evrensel ve ulusal ödül ile taçlandırdı.
Aynı Kenan Işık, bir süredir çok önemli bir oyunu daha bizlere ulaştırıyor. Işık, Antik Yunan Tiyatrosu'sunda tragedya yazarlığının baş tacı Sophokles'in (M.Ö. 496-406) yazdığı "Antigone"si sahneliyor. Geçtiğimiz yıllarda yaptığımız bir sohbette, bu projeyi heyecanla dostlarına aktardığını hatırlıyorum.
ODEON'DAKİ ŞÖLEN
Kenan Işık, Sabahattin Ali çevirisiyle, yeni baştan uyarladığı ve rejisini kendi kurguladığı bu eserle, günümüze, ülkemize ve dünyaya ciddi göndermeler yapmayı amaçlamış.
Antigone'yi klasik haliyle yıllar önce izlemiştim. Şimdi Kenan Işık'ın sahnelediği oyunu, merakla bekliyorum. Ama merakım, bu akşam sona erecek. Çünkü sevgili Kenan Işık'ın yönetiminde, İstanbul Devlet Tiyatrosu'nun sahnelediği oyun, bu akşam Efes Antik Kenti'ndeki Odeon'da (Küçük Tiyatro) izlenebilecek. Ne ilginçtir, Sophokles'in neredeyse 2 bin 500 yıl önce yazdığı oyun, yazılma tarihinden 360 yıl sonra Efes Antik Kenti'nde inşa edilen (M.S. 2. yüzyılın ortalarında) Odeon'da sergilenecek.
O antik taşların üzerinde, yüzyılların gizemli hafif rüzgarı yüzümüzü okşarken, binlerce yılın damgasını taşıyan bir oyunu izleyeceğiz. İzmirliler ve Egeliler şanslı, çünkü kalabalık ve çok başarılı bir sanatçı kadrosunun görev aldığı oyun, Kültür Bakanlığı'nın desteğiyle, o güzelim mekanda ücretsiz gösterilecek. Umarım bu şansın kıymeti iyi bilinir de, tarihin tanığı 2 bin 200 kişilik antik dönem yapısı tiyatro, bir zamanlar Artemis Şenlikleri'nin kutlandığı Odeon; yine, yeniden, günümüzün farklı bir güzelliğine tanık olur.
ONURLU ÖDÜL
Bu arada, 2012 Ocak ayında sahne almaya başlayan, yurtdışında Hindistan dahil çok sayıda ülkede oynanan, yönetmenliğini Kenan Işık'ın yaptığı Antigone'nin; hem ulusal, hem de evrensel düzeyde çok sayıda festivalde, kısa sürede önemli ödüllere layık görüldüğünü hatırlatmak gerekli. Kenan Işık da, Makedonya'da düzenlenen uluslararası saygınlıktaki Antik Drama Festivali'nde, 'en iyi yönetmen' ödülünü aldı bu oyunla.
Dün sevgili Kenan Işık ile sohbet ediyorduk. Işık, Sophokles'in 2 bin 500 yıl önce yazdığı bu eserin, aslında doğru okunduğunda; tam bir Anadolu metni olduğunu, Manisa'daki Spil Dağı ile Ağlayan Kaya'nın bile eserde birebir geçtiğini; binlerce yıl önce yazılmış olmasına rağmen; kendi uyarlamasının da özü hiç değişmeden, Türkiye gündemini, günümüz dünyasını kucaklayabilen bir yerde durduğunu vurguladı.
ALIN ACAK DERSLER VAR
Oyunda, iktidarı ele geçirmek için savaşa tutuşup, birbirlerini öldüren iki kardeşten birinin gömülmesine, devlet otoritesinin izin vermemesinin, kardeş kavgasının yol açtığı travma öne çıkarken; Polyneikes'in kız kardeşi Antigone'nin, zalimlere direnişini izleyeceğiz bu akşam. Antigone'nin, eşitsizliğe ve adaletsizliğe isyanını. Kardeş kavgalarının, savaşların, hala acımasızca hüküm sürdüğü, aynı dinden ya da farklı dinlerden insanların, birbirlerine kıyabildiği günümüz dünyasında; Sophokles'in binlerce yıl önce yazdığı Antigone'sinden alınacak çok ders var aslında. Ama insanlığın yazgısı mıdır; 'yeryüzü sahnesinde' kocaman bir sınav mıdır bu; bilinmez!
İnsanlık ne asırlar önce yaşadığı, hala yaşamayı sürdürdüğü, acılardan ders alıyor; ne de körleştiren iktidar kavgalarından kendisini sıyırabiliyor. Zalimlerin zulmü hep sürerken, mazlumların insanlık acısı, sessiz bir çığlık gibi içimizi yakarak zamana yayılıyor. Anlayacağınız, yine 'yüreklerin kulakları sağır.' Gözler kapalı, dudaklar mühürlü! İnsanlık ağıtların kıyısında, hep 'özüne', 'insanlığına borçlu', adaletten ise hep alacaklı kalıyor.
