TFF dün kararını açıklamış olsaydı derbiye, dolayısıyla şampiyonluk yarışına direkt müdahale etmiş olacaktı.
Aylardır menfaatleri ile vicdanı arasında sıkışan Türk futbolu ile ilgili tarihi kararı bugüne bırakmak yanlışlar dünyasında alınan doğru bir karardı. Soruşturma sürecinde savunma hakkına saygı duyan ve net ifadeler kullanmak için tamamlanmış Etik Kurulu raporunu bekleyen birisi olarak hukukun üstünlüğünün göz ardı edilmeyeceği ve kamu vicdanının zedelenmeyeceği bir kararı TFF yönetiminin vermesini bekliyorum. Son yaşanan süreç ve oluşan gündem bu kaosun böyle tamamlanmayacağını gösterse de içimdeki o küçük umudu yeşertmeye çalışıyorum.
Derbiye dönersek öncelikle iki şeyin altını çizelim. Aykut Kocaman'ı ve Fenerbahçeli futbolcuları kutluyorum. Kaosun içinde ayakta kalmak kolay değil. Eminim ki takımın çoğu dün maça saatler kala televizyondan Antalya'da açıklanacak kararı beklediler. Bu atmosferde maç oynamak da, maç kazanmak da kolay iş değil. O yüzden onların mücadelesinin hakkını vermek adalet ve hakkaniyet diyen bizler için zorunluluk. Beşiktaş'ın da her maçta üzerine koyduğunu söylemeliyim. Siyah-beyazlı takım kazanmak adına, sahaya yansıttıkları hırs adına ellerinden geleni yaptılar.
Egemen, İbrahim Toraman, Ernst, İsmail ve Veli çok iyiydi. Hilbert'i oyunun içinde daha fazla görebilirdik. Simao ve Quaresma'nın kalite ve tecrübelerini daha çok hissettirmeleri gerektiğini söyleyebiliriz.

KARTAL'IN SANTRFORU YOK
Ancak gerek Rüştü, gerek Volkan oyuna tesir edecek kurtarışlar yaptılar. Sahanın en iyilerinden Fernandes, verimli oynayan Baroni kadar şanslı olabilse belki takımını bir adım daha öne taşıyabilirdi. Burada Beşiktaş adına en çok hissedilen Fernandes'i, Quaresma'yı anlayacak bir santrforun olmamasıydı.
Babasını kaybetmesine rağmen maça çıkan Bebe'yi kenara koyuyorum ancak Edu ve Mustafa bekleneni veremediler. Bugün derbiyi de gölgede bırakacak bir zafer yaşandı. Beşiktaş Milangaz, Euro-
Challenge Cup'ı müzesine götürdü.
Şampiyon basketbolcuları ve emeği geçen herkesi kutluyorum.