Beşiktaş'ta kongreyi Yıldırım Demirören nasıl kazandı, Murat Aksu neden kaybetti?
Seçim süresince Murat Aksu, Beşiktaş'ta var olan düzenin değiştirilmesi ve Beşiktaş'ın sportif idari mali yapılanmasının yanında kulüp iç yapısı ile kongre delege yapısının düzeltilmesine dönük bir strateji ortaya koydu. Ayrıca Beşiktaş'ta bugüne kadar var olan tüm grupları pazarlık yapmadan karşısına aldı.
Amaç, bu grupların dışındaki bağımsız kongre üyelerinin desteğiyle seçimi kazanmaktı. Yapacağı radikal değişikliklere engel oluşturabilecek statükoyu muhatap almadı. Seçim gününe kadar bu yolu izledi. Aksu'ya karşı ortaya atılan en önemli argüman, bu işe siyaset buluşacağı veya bulaştırılacağı söylemleriydi.
Murat Aksu, bu konunun Beşiktaş ile ilgisinin olamayacağını defalarca belirtmesine rağmen yaratılan fısıltı gazetesiyle seçmenlerin kafalarında ciddi şüpheler oluşturuldu. Bu şüpheler, Beşiktaş'ın bundan sonraki yönünü değiştirmesi için Beşiktaş'a sahip çıkması düşünülen sessiz çoğunluğun da kafasını karıştırdı ve kararsız kalmalarına neden oldu.
Bu da kongreye katılımı çok düşük seviyede bıraktı. Yaşanan bu süreç, baştan beri yüksek katılım ile seçimi kazanabileceğini bilen Aksu'nun karşısındaki en büyük engel oldu.

Size göre efsane başkan Süleyman Seba hangi adayın yanında yer aldı?
Sayın Seba, Beşiktaş tarihinin en önemli isimlerinden biri; kulübün onursal başkanı...
Beşiktaş'ta başkanlık görevine kim talip olursa olsun, camianın geçmişten gelen geleneklerinden ve kültüründen ötürü deneyimlerinden faydalanmak için kendisinden mutlaka fikir alır. Bu dönemdeki süreç de aynı şekilde işlemiştir. Kimi desteklediğini veya kime oy verdiğini elbette bilemeyiz.
Bu, kendisiyle vicdanı arasında kalan bir konu... Kaldı ki; sayın başkanın bıraktığı dönem ile bugün arasında Beşiktaş'ın kongre delege yapısı çok fazla değişime uğramıştır.
Kendisiyle ilgili görüşmeleri kongreye etki etmesinden çok, Sayın Seba'ya duyulan saygının ifadesi olarak görülmelidir.

Mali Genel Kurul'daki ibra konusunu nasıl değerlendiriyorsunuz?
İbra konusu, son yılın hesaplarıyla sınırlı. Başkan Yıldırım Demirören'in son dört yılda yapılan tüm mali kongrelerde artan sayıda kişi tarafından ibra edilmemesi dikkat çekici.
Bu, camianın içinde başkanın yönetim şekline karşı duyulan rahatsızlığın önemli bir ifadesidir. İbra konusu, kulüpte bugüne kadar ciddi şekilde uygulansa belki başkan başka gerekli dersi almış olurdu.
Del Bosque hatasından sonra, Zapo-Sivok transferlerini, Fulya'daki gelir paylaşımını ve son olarak da yaşanan Tabata-İsmail Köybaşı transferleri bu şekliyle ortaya çıkmazdı.
Sonuçta da Beşiktaş maddi ve manevi olarak bu kadar zarar görmezdi.

BEŞ DEFA DÜŞÜNECEKLER!
Son dört yılda kongrelerde ibra etmeyenlerin açtığı davalarla, Beşiktaş'ın Fulya'da kira gelirlerinin kırdırımı ve sonrasında kat paylaşımı mahkemeler dolayısıyla durdurulmuştur.
Bu davaların kazanılması durumunda ise Beşiktaş'a geri dönebilecek mali katkıların önü açılmıştır. Hatta başkan geçen yılki mali kongrede kendisini ibra etmeyip davaları açan arkadaşlara tüm kongre üyelerinin önünde katkılarından dolayı teşekkür etmiş ve gerekli mesajı aldığını ifade etmiştir.
Gördüğümüz kadarıyla ibra edilmeme konusu başkanı çok rahatsız etmemiştir. Geçen yıl kendisini imzayla ibra etmeyen bir kongre üyesini şimdi yönetimine alarak bunu çok net bir şekilde ortaya koymuştur.

Bir Beşiktaşlı olarak yeni yönetimden beklentileriniz nedir?
Bu seçim, her sonucuyla Beşiktaş için hayırlı olmuştur. Artık Beşiktaş'ta yapılacak her icraat, geçmişten farklı olarak kamuoyunun gündemine gelecektir.
Sayın Yıldırım Demirören ve yönetimi, alacakları her karar ve yapacakları her icraatta bugüne kadar bir düşündülerse, bundan sonra beş defa düşüneceklerdir.
Beşiktaş camiası, sayın Demirören'e icra görevi verirken büyük bir cesaret örneği gösterip kimsenin ortaya çıkmadığı sıkıntılı bir dönemde elini taşın altına sokan sayın Murat Aksu'ya da bu yönetimi takip görevi vermiştir.