Türkiye'nin en iyi haber sitesi
TULU GÜMÜŞTEKİN

Enerji alanında AB ile yepyeni bir sayfa açılıyor mu?

Avrupa Birliği (AB) ile olan ilişkilerimizde, bir silkinme, bir kıpırdanma beklentisi çok yaygın biçimde var. Resmi görüşmeler, bu konuda durağan bir sürece işaret ediyor gibi duruyor. Ancak bu ilişkilerde, buzdağının suyun altındaki kısmı gibi, ilk bakışta görünmeyen önemli bir dinamik kendini hissettirmeye başladı.
AB ile ilişkilerimiz, tarihte hiçbir zaman olmadığı kadar yoğun ve derin bir düzeyde. Müzakerelerde açılan fasıl sayısının kısıtlı olması, bu sürecin aksadığı kanısını yarattı. Siyasi bir isteksizlik havası medyaya da yansıyor. Manzara gerçekten böyle mi?
Gündelik siyasi gelişmelerin gölgesinde, çok daha derin bir süreç yaşanıyor. Kendimi tekrarlamak pahasına bir kez daha altını çizmek istiyorum: AB'nin Türkiye ile bütünleşmesi, giderek AB için bir zaruret halini alıyor. AB, giderek bunun daha fazla bilincine varıyor. Uluslararası ilişkiler giderek bu konuyu daha fazla gündemin ön sıralarına taşıyor.
Birkaç yıl öncesine dek AB Komiserleri Türkiye'yi ara sıra gündemlerine alır, yılda bir ya da iki kez, sadece Türkiye'den sorumlu Komiser Türkiye'yi ziyaret ederdi. Bugün ise bu manzara tümüyle değişmiş durumda. Sadece geçtiğimiz hafta içinde Yunanistan'ın temsilcisi Komiser Maria Damanaki ve Almanya'nın temsilcisi Komiser Günther Oettinger birbiri ardından Türkiye'ye geldiler.

Enerji faslı AB'yi sıkıştırıyor
Enerji konularından sorumlu komiser Oettinger'in ziyareti, açılamayan enerji faslının AB'yi ne denli sıkıştırmaya başladığını çok ciddi biçimde gözler önüne serdi. Devlet Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış, belki de müzakereler tarihinde bir "ilk" olarak addedilebilecek özel bir akşam yemeği düzenledi. Bu akşam yemeğinde AB yetkilileri, Enerji Bakanlığı, Dışişleri Bakanlığı ve AB Genel Sekreterliği üst düzey yetkililerinin yanı sıra, özel sektörün AB'li ve yerli enerji yatırımcıları bir araya geldiler. Bir anlamda, enerji alanında olabilecek en üst düzey ve kapsayıcı bir heyet, tüm önemli aktörlerin katılımıyla bu yemekte buluştu. Toplantıya, Egemen Bağış'ın yanında Enerji Bakanı Taner Yıldız, Maliye Bakanı Mehmet Şimşek ile katıldı. Her üç bakanın bir arada son derece etkileyici bir takım performansı sergilediğini de söylemeden geçemeyeceğim.
Enerji güvenliği açısından yaşamsal önemi haiz Nabucco projesi başta olmak üzere, Boğazlar'dan geçişi azaltacak, nakil hatlarını çeşitlendirecek ve arz istikrarını sağlayacak bir sistemin oluşturulması, AB açısından hayati bir önem taşıyor. Meksika Körfezi türü bir felaketin yaşanmaması için senaryolar oluşturuluyor. Türkiye, bu senaryoların ağırlık merkezinde oturuyor. Bu önemli konumuna rağmen faslın neden bir türlü açılamadığı sorgulandı.
Bu yemeğe ve katılım düzeyine bakarak önemli bir saptama yapmamız gerekiyor: Müzakere yöntemi değişiyor; Türkiye'siz bir AB politikası oluşturmakta, 27 üyeli AB her alanda ciddi biçimde zorlanıyor. Türkiye bu akşam yemeğinde, Başmüzakerecinin ve Enerji Bakanı'nın ağzından, enerji faslının açılmasına hazır olduğunu ve hiçbir engelleyici gerekçenin var olmadığını AB'ye dile getirdi.

Satranç tahtasının 65'inci karesi

Normal koşullarda AB bu şekilde müzakere yürütmez. Ancak Türkiye ile olan ilişkiler o kadar nev'i şahsına münhasır biçimde gelişti ki, yeni bir yaklaşım yaratılması nerede ise zaruret haline geldi. Bu konuda AB'nin tutumu da, bu yeni yöntemi baltalayıcı değil, bilakis destekleyici ve teşvik edici.
Tabii ki Avrupa Komisyonu yetkilileri, böylesi bir adımı üye devletlerin bilgisi dışında atmaz. AB, kendi işleyiş mekanizmasının esiri olmamak için, Türkiye ile ilişkilerini daha geniş bir boyuta taşımak istiyor. Başmüzakereci Bağış, altmış dört karede oynanan bu satranç oyununu, altmış beşinci bir kare oluşturarak girdiği darboğazdan çıkarmaya çalışıyor.
Bu yeni yaklaşım, eğer faslın açılmasıyla sonuçlanırsa, Egemen Bağış ve Taner Yıldız'ın bu iyi hazırlanmış ve cesur girişimi başarıya ulaşacak. Enerji Bakanlığı'nın ABGS ile işbirliği de bundan sonraki müzakere sürecine örnek bir çalışma biçimi oluşturacak. Maliye Bakanı Şimşek'in soruna ekonomik açıdan yaptığı analiz, fevkalade etkileyici ve tamamlayıcı oldu.
Bu akşam yemeği bende, Türkiye'nin, AB'ye nazaran çok daha uzun menzilli, çok daha iyi düşünülmüş bir enerji politikasına sahip olduğu izlenimi bıraktı.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA