Türkiye'nin en iyi haber sitesi
TULU GÜMÜŞTEKİN

Yunanistan'da yeni bir siyasi ufuk arayışı

Ekonomisi iflas etmiş bulunan Yunanistan, geçen hafta yapılan seçimlerle yeni bir döneme yeni umutlarla başlamak istedi, ancak seçimler gayet dağınık bir siyasi tablo yarattı. Eski başat partiler, Yeni Demokrasi ve Pasok çok düşük oy aldılar, ortak bir koalisyon için yeterli sandalyeye sahip değiller. Sandıkta ikinci gelen Syriza lideri Aleksis Tsipras başta olmak üzere geri kalan liderlerin hiçbiri kemer sıkma programını uygulayacak bir koalisyonda yer almak istemiyorlar. Demokratik Sol Parti belki bir koalisyona razı olabilir, ancak böylesine zayıf bir iktidarın da yetersiz kalacağı açık...
Haziran'da yeni bir seçim muhtemel görünüyor. Sandığa tekrar gitmenin hiçbir şeyi halledemeyeceği de bir başka ihtimal... Şimdilik Avrupa Komisyonu, Avrupa Merkez Bankası ve IMF'den oluşan üçlü yapı (Troika), Yunanistan'ı finanse etmeyi sürdürüyor. Dört milyar Euro'yu aşkın bir meblağ Yunan Hazinesine devredildi, böylelikle Haziran ayına kadar Yunanistan ödemelerini sorunsuz sürdürebilecek.
Ancak, Troika bu finansmanı durdurduğu an, Yunanistan eski tabiriyle "ademi tediat" denilen ödemelerin durdurulması durumuna itilebilir ve bu Euro bölgesi açısından gerçek bir felakete yol açabilir. Yunanistan'ın sistemden çıkarılması alternatifi giderek daha fazla konuşulur hale geldi ancak böyle bir çıkış kontrollü biçimde gerçekleştirilmezse çok daha derin bir ekonomik ve sosyal kriz gündeme gelebilir.
Kontrollü biçimde olsa da, Yunanistan'ın ulusal parası drahmi'ye geri dönüşü, kabaca gayrı safi milli hâsılasının yarıya yakın azalması anlamına gelecektir. Yunanistan seçmeni aslında Euro'dan çıkışı istemiyor (geçen hafta yapılan bir kamuoyu araştırmasında yüzde yetmiş yedi nüfusun Euro'da kalmayı istediği saptandı), ancak seçmenin bu sağduyulu tavrını üstlenebilecek ve gelecek için umut veren bir siyasi hareket de bulunmuyor.

Asıl sorun siyasi

Yunanistan'ın temel sorunu da, artık ekonomik olmaktan çok siyasi bir krizin içine gömülmüş bulunması... 1974 yılından bu yana Yunanistan'ı sırayla iktidara gelerek yöneten partilerin başarısızlığı, oluşturdukları yozlaşmış sistem, bugünkü büyük açmazın temelinde yatıyor. Onların yerini alabilecek Syriza gibi partilerin de, her şeye "hayır" demek dışında bir projeleri yok...
Yunanistan'daki şiddetli sosyal tepki, aslında daha büyük bir sorunun tartışılmasını uzun süre gölgeledi. Sarkozy-Merkel yaklaşımı, yani bütçe harcamalarının iyice kısılarak ekonominin düzlüğe çıkmasının beklenmesi gereken sonuçları vermiyor. Durağan ekonomiler, bütçe harcamaları iyice kısıldığında ne büyüme, ne de istihdam yaratabiliyorlar... Nobel ekonomi ödülü sahibi Stiglietz ve Krugman, aylardır bunları yazıyorlar, François Hollande bunu söyleyerek iktidara geldi.
Bu görüş, anti-enflasyonist politikayı yaşam biçimi olarak benimsemiş olan Bundesbank yetkililerini bile insafa getirdi ve "enflasyonu biraz arttıracak bir büyüme politikası" uygulanabileceğinden bahsederek, geçtiğimiz gün herkesi derin ve sevinçli bir şaşkınlığa ittiler.
Kamu harcamalarının akıllı kullanımıyla büyüme ve istihdam yaratılabilmesi, Yunanistan'ın bugünkü durumdan çıkması için yeterli olmayacak, çünkü devasa ve verimsiz bir kamu sektörü çok daha ciddi bir reform ihtiyacında. Bunların hiç birini yapmayıp, içinde bulundukları durumdan kendileri hariç herkesi sorumlu tutan Yunan siyasetçileri ise, AB içinde " neden Yunanistan içerde ve neden Türkiye dışarıda" diye düşünenlerin sayısını giderek arttırıyor.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA