Türkiye'nin en iyi haber sitesi
YÜKSEL AYTUĞ

Hatırla sevgili, ne günlerdi...

Hatırla Sevgili'yi her izleyişimde 50'li yıllara yetişemediğime biraz daha hayıflanıyorum. İnsanın robotlaşmadığı, cep telefonuna yazılan sevgi sözcüklerinin sevgiliden önce uzaydaki uyduya çıkmadığı günler... Sadelik, tevazu ve nahiflik ile üstün zevklerin görkeminin ustaca harmanlandığı yıllar... Sevgiliye değil de aşkın kendisine aşık insanların henüz türemediği, arkadaşlığın, dostluğun, vefanın, sadakatin eski birer kelime olarak sözlüklere hapsolmadığı, aldatana "devrimci", 40 yıllık evini terk edene "macera gurusu" denilmeyen bir çağ... Otomobillerin yumuşak çizgilerine dikkat ediyor musunuz? Şimdinin çatık kaşlı Japon otomobillerinden, dev panjurlarıyla ağzı açık dinozorları andıran çirkin ve görgüsüz Amerikan jiplerinden ne kadar farklılar. Karpuz kollu, bebe yakalı şahane elbiseleri, hafifçe omuza alınan şalları, önden tek düğme bağlanan hırkaları, puantiye tunikleri ile kadınlar ne kadar da kadın... Bir İtalyan desinatörün zevkini, halısından abajuruna kadar toptan evine yığmış bugünün zenginlerinin aksine, perdesinin kurdelesinden, etajerin üzerindeki örtüye kadar evinin her hücresini kendisi yaratmış, her köşeye kendi zevkini, kendi becerisini yansıtmış hünerli insanların dönemi... Evlerin, henüz prefabrik zevk hücrelerine dönüşmediği, "yuva" olduğu zamanlar... "Mes'ut ve bahtiyar olunan" yıllar... Hatırlayanlara gıptayla baktığım, hatırlatanlara minnet duyduğum 50'ler... İtirafımdır: "Hatırla Sevgili" yi bir başka seviyorum.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA