Türkiye'nin en iyi haber sitesi
YÜKSEL AYTUĞ

Çocuklar duysun diye

Helal olsun Birol Güven'e... Helal olsun "Çocuklar Duymasın"ı yıllar sonra aynı keyifle izlememizi sağlayan oyunculara, teknik ekibe... Ve helal olsun, daha dizi yayınlanmadan "gamlı baykuşluk" yapanların çatlak sesine aldırmayıp, bu diziyi yeniden hayata geçirmekte tereddüt etmeyen atv yönetimine... Uzun süredir ilk kez bana ekran karşısında "televizyon eleştirmeni" olduğumu unutturdular. Kalemi kağıdı bir kenara bırakıp, "çekirdek çitleyerek" izledim tüm olan biteni... Bu yazıyı kaleme aldığım dakikalarda henüz reyting sonuçları elime geçmemişti. Zaten dizinin reytingleri beni hiç mi hiç ilgilendirmiyor. İsteyen izler, istemeyen izlemez. Ama böyle bir dizinin Türk televizyonlarında yayınlanması her şeyden önce "insanlık ödevi"dir. Birol Güven'in en büyük avantajı empati yeteneği... Kalemini oynatırken kimi zaman çocuk, kimi zaman genç, kimi zaman ebeveyn, kimi zaman sokak serserisi, kimi zaman büyükbaba olabiliyor. Kadın ruhundan da iyi anlıyor, erkek doğasından da... Onun insan sarraflığından damıttığı öyküler, diyaloglar işte bu yüzden bu kadar gerçek ve cezbedici oluyor. Ebeveyn de, çocuk da, genç de, emekli de bu dizide "kendinden bir şeyler" bulup, keyfini çıkartıyor. "Çocuklar Duymasın" ı daha çoook yazacağım. Tamer Karadağlı'nın nasıl "yürekten" oynadığını, Pınar Altuğ'un mimiklerini ve vücut dilini nasıl ustaca kullandığını, 7 yıl önce sadece "sevimliliğiyle" puan toplayan Furkan Kızılay'ın nasıl usta bir oyuncuya ve şarkıcıya dönüştüğünü yazacağım. Yazacağım... Çoluk, çocuk herkes duysun diye...

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA