Türkiye'nin en iyi haber sitesi
YÜKSEL AYTUĞ

Çocuklar Duysun!

Herkes Çocuklar Duymasın'ın ikinci kez ekrana geleceği günlerde, "Bu dizi tutmaz. Son kullanım tarihi çoktan doldu" filan diyordu. Bir tek ben bu köşede, "Çocuklar Duymasın'ı yeniden yayınlamak toplumsal bir görevdir" diye yazmıştım. Dizi hem reyting hem içerik açısından çok şükür beni mahcup etmedi. Hatta, yayın periyodu haftada iki güne çıktı.
Çocuklar Duymasın'ı yazmak, oynamak, çekmek, yayınlamak niye görev? Çünkü insanların ortalama günde 4 saat ekran başında kaldığı bizim memlekette, toplumsal mesaj vermenin en etkili yolu, onu dizinin içine saklayıp öyle yutturmak. Hani ilaç içmek istemeyen bebelere, köftenin içinde hap yutturmak gibi... Birol Güven ve ekibi haftada iki gün, yemeklerden sonra hepimize en az birer hap yutturuyor. Bu haftanın konusu ise emniyet kemeriydi.
Havuç ve arkadaşı, emniyet kemeri takılmadığında neler yaşanabileceğini canlı canlı anlamamızı sağlayan kemer simülatörünü kullandılar. Aslında simülatör denilen şey, öyle fazla alengirli bir donanım değil. Bir otomobili kuzu çevirir gibi şişe takıp, çeviriyorlar. İçindekiler kemer takmayıp takla atmaları halinde başlarına ne geldiğini tecrübe ediyorlar. Neyse ki bu tecrübeyi, yaralanmadan ya da hayatlarını yitirmeden ediniyorlar.
Sonra da kemer takılı halde otomobil yeniden çevriliyor. İçindekiler farkı anladıklarında; otoparkta araçlarını üç metre ileriye alırken bile kemer takıyorlar!
Hazır söz açılmışken, alarmı ötmesin diye emniyet kemerini arkadan dolaştırıp takanlara ya da araçlarında alarmı kesmek için kemersiz toka bulunduranlara bir çift sözüm olacak:
Siz aslında alarmın sesini kesmiyorsunuz. Hayatla aranızdaki bağı kesiyorsunuz!

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA