Geçen pazartesi akşamı TRT Okul'daki Demokrasi Platformu programımızın ikinci sezonuna başladık. Mevzu 'Modern yaşam koşulları kültürümüzü kötü yönde etkiliyor mu?' gibi 'tahrik edici' bir konu olunca, bir de konuk koltuğunda söz ustası Sunay Akın oturunca; 1.5 saatin nasıl geçtiğini kimse anlayamadı. (İzleyicilerden gelen ve ekibimizin gururunu okşayan mesajlar bunun kanıtıydı.)
Üniversite öğrencilerinin münazarası sırasında en fazla konuşulup tartışılan; cep telefonu, internet ve televizyonun kültürümüze etkileriydi. Köşemizin müdavimlerinden Doruk Şahin de programı izlediği sırada gönderdiği mesajla, bu durumu şahane bir şekilde karikatürize etmeyi başardı. İşte 'iletişim çağının' bazen insanları nasıl olumsuz etkilediğini anlatan o öykü:
"New York sokaklarının karla kaplandığı günlerde, Amerika'nın değişik bölgelerinde iş gezilerinde olan evli çift, Florida'da buluşup yaz sıcaklarının yaşandığı bu bölgede birkaç gün geçirmeye karar veririler. Kocası eşinden önce Florida'ya gider ve ertesi gün için eşine yer ayırttıktan sonra, ona bir e-posta gönderir. Fakat mesaj, adres bir harf yanlış yazıldığı için, eşi yerine bir gün önce ölen yaşlı bir papazın eşine gider. Papazın en az kendisi kadar yaşlı eşi bilgisayar ekranındaki mesajı okuyunca bayılır ve yere düşer. Kendine geldikten sonra ne olduğunu soranlara bilgisayar ekranını gösterir. Ekrandaki mesaj ise aynen şöyledir: "Sevgili karıcığım! Bu gün buraya ulaşır ulaşmaz ilk iş olarak, yarın senin gelişinle ilgili bütün işlemleri tamamladım. Sonra bana ayrılan yere yerleştim. Burası dedikleri gibi çok sıcak. Seni özlemle bekliyorum. Seni seven ve acilen bekleyen kocan..."
Boşuna, "Elektronik posta ve cepten mesajlara bel bağlamayın. En garantilisi yine ucu yanık aşk mektubudur" diye yırtınmıyorum...
NOT: Sevgili Abbas Güçlü geçen sezon bizim 'Demokrasi Platformu'na konuk olmuş ve formatı çok beğenmişti. Baktım bu sezon 'Genç Bakış'ı 'münazara' şeklinde yapıyor. Yok canım, niye kızayım? Şeref madalyası olarak göğsümde taşırım. 10 yıllık program dümen suyumuza girmişse, bundan ancak gurur duyarım...