Türkiye'nin en iyi haber sitesi
YÜKSEL AYTUĞ

Nereden nereye...

TRT 1'in dizisi Seksenler bende tiryakilik yarattı.
Dizi ne kadar unutkan olduğumuzu da hatırlatıyor.
Sahi ya; sularımız, elektriklerimiz zırt pırt kesilirdi. Cebimizde döviz bulunması ağır suçtu. En sıradan blue jean'i almak için bile, Tophane'de, şimdi nargilecilerin bulunduğu yerdeki kaçak dükkanlarının yolunu tutardık. Yabancı sigara alıp satmak da suçtu. Benzin kuyruklarını hatırlarım bir de... Otomobil kullanmayı orada öğrenmiştim ben. İki paket sana yağı, bir mutfak tüpü için üç saat kuyruk beklediğimi bilirim...
Yokluklardan, çokluklara gelmemiz 15-20 yılı bulmamış. Peki, mutlu muyuz? Bilmem...
Bu muhasebeyi en iyi yapan kişi, dizide herkesin deli gözüyle bakıp '46' adını verdiği sakallı bilgeydi. Adam zaten her şeyi yıllar öncesinden öngörüyordu.
Dedi ki,
"Bu ülkeye refah da gelecek. Her şeye ulaşmak mümkün olacak. Ama o zaman da başka dertler çıkacak ortaya. Hep beraber mutlu olmak mümkün değildir çünkü. Refah, insanların tümüne birden gelmez..."

GÖZÜME BATAN ÇAPAK
Diziye bayılıyorum. Ama bir tek itirazım var. O da tiyatroya gönül vermiş karakterlerden birinin sürekli "Allah'ın Dümbüllü'sü" diye aşağılanıp horlanması...
Türk Tiyatrosu'nun en başarılı, en halktan ve en verimli şahsiyetlerinden birine reva görülen bu muamele içimi acıtıyor. Eminim, sevgili Birol Güven bu rahatsız edici durumu, büyük usta lehine bir jestle çok yakında ortadan kaldıracaktır.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA