Arabayı, Kadıköy'de İspark'a ait bir yere park etmişiz. Akşam saati. Bir saat sonra arabanın yanına geldiğimizde görüyoruz ki; sol yandan bir araba çarpmış, çamurluk yere inmiş. Kimse yok etrafta. Nice sonra bir esnaf geliyor, çarpıp giden arabanın plakasını almış. Araştırıyoruz; araç UPS'in yönetici kademesinden biri adına kayıtlı... Arıyorum, arıyorum, günler sonra muhatabına ulaşıyorum. "Ya kardeşim, bu şehirde böyle yaşanmaz. Eğer herkes böyle yaparsa burası yangın yerine döner" diyorum. "Ama arabayı ben kullanmıyordum. Bir haftalığına birine kiralamıştım" diyor. İşte bu kadar... Ne "Zararınız ne?" sözü, ne bir özür... Yapanın yanına kâr mı kalıyor yaptıkları?

Geçen hafta gece gezmesine çıkarken arabaları almamaya karar veriyoruz. Çünkü alkol alınacak. Çıkışta bir taksi istiyoruz. Zincirlikuyu'da çevirme var. Tabii, ticari taksi olduğu için bizi çevirmiyorlar. Ama o da ne? Bizim şoför acayip sarhoş... (Taksicilere çevirme yok mu?)

Gazeteden çıktım, akşam saat 19.00. Balmumcu'dan Gayrettepe'ye dönüp birinci köprü yoluna gireceğiz. Cam yarıya kadar açık... Dalmışım; bir anda bir kafa belirdi burnumun dibinde. Camdan içeri kafayı sokmuş. Sonra da "Abla para ver" diyen sesini duydum. Kilitlendim resmen. O an her şey olabilir yani. (Allah'tan yalnız değildim arabada.) Tinerciymiş. Yalan değil, korktum. Ama o saatte, tam da şehrin göbeğinde, üstelik trafiği yönetmeye çalışan onca polisin içinde bu çocuklar nasıl dolaşıyorlar?

Ve her gece aynı manzara; Beşiktaş'tan birinci köprü yoluna bağlanan yolda neredeyse santim santim ilerliyoruz. Yarım saat sürüyor. O arada biri geliyor, tam bağlantı yerinden kafayı sokmaya çalışıyor. Yani diyor ki; "Sırada sizin gibi aptallar bekler, ben akıllıyım." Üstelik vaktim yok beklemeye. O sırada herkes kornaya asılıyor. Ortalık yangın yerine dönüyor. İndim arabadan, öne geçmeye çalışan çalışan aracın şoförüne "Niye?" diye sordum. Kaldı öylece. Verecek bir yanıtı bile yok. Dedim ya; burası kocaman bir şehir. Hiçbir kurala uymazsak, kimsenin hakkına saygı göstermezsek gerçekten de yangın yeri olur burası. Yanar da yanar. Sizi de yakar...