Boğaz'daki bazı gece kulüpleri geçtiğimiz hafta ses yasağına uymadıkları gerekçesiyle mühürlendi. Kuruçeşme Arena'da dünya starları konser veriyor ama belirlenen desibeli aşmamak için konserlerde müziğin sesi kısılıyor. Amaç gürültü kirliliğini önlemek... Evet, böyle bir şehirde yaşamanın kuralları var. Tabii ki o kurallara uyacağız. Ama içimizde de bir şüphe kalmayacak öyle değil mi? Örneğin ses denetim ekiplerinin sadece Boğaz'da değil, İstanbul'un her yerinde çalıştığından emin olacağız. Şov olsun diye illaki Reina'ya ya da Sortie'ye gidip oraları mühürlemediklerini, şehrin her tarafında işlerini yaptıklarını bileceğiz. Bu şehrin yaşayanları olarak, bu şehrin sahipleri olarak bunu bekliyor, bunu istiyoruz. Şimdi anlatacağım olayın hiçbir şahsi yönü yoktur. Anlatmak istediğim şu; Bu şehirde bir şeyler sadece şov için mi yapılır? Amaç hep göz boyamak, şov yapmak mıdır? Oturduğum site şehrin oldukça dışında bir yerde. Sessiz sakin olduğu için, korna sesi duymayacağımız için oraları tercih ettik. Ama dün evimizin içi bir konser alanına döndü. Komşu sitenin yaza merhaba partisi varmış. Saat 18.00 civarında başlayan müzik, hiç kesintisiz 5 saat devam etti. Soner Sarıkabadayı'nın canlı konseri sanki bizim evin içindeydi. Site yönetimini aradım; görevli yöneticinin konser alanında olduğunu söyledi. Karakolu aradım; o bölgeyle kendilerinin ilgilenmediklerini söylediler, "155'i arayın" dediler. Ben de müziğin sesini duymamak için televizyonun sesini sonuna kadar açtım, bu kez sesler birbirine karıştı. O saatte eminim binlerce evin içinde aynı şey yaşanmıştır. Bu evlerde bebekler var, hastalar var, benim oğlum gibi ertesi günkü sınavına çalışan çocuklar var. Ama belli ki başkalarının hakkı kimsenin umurunda değil. Biliyorum ki bu konser için bir yerlerden izin alınmıştır. Ama o izni veren kişiler, acaba "Ses sınırını lütfen aşmayın." uyarısı yapmış mıdır? Yoksa bu şehirde kurallar 'şehrin orta yerleri' için mi işlemektedir? (Merak edenlere; sözünü ettiğim yer Çekmeköy'dür.)