Facebook'un hayatımıza girdiği günleri hatırlayın... Günlük konuşmalarımız bile onun etrafında dönüp duruyordu; "Facebook'a girdin mi?", "Seni facebook'a davet ettim." Kafelerde oturduğunuzda yan masalardan bile bu tarz sohbetler geliyordu kulağınıza... Aradan üç yıl geçti... Ve Türkiye 23 milyon civarındaki kullanıcı sayısı ile Facebook'a en çok üyesi bulunan dördüncü ülke konumuna yerleşti.
YÜZYILIN FENOMENİ
Gencecik bir çocuğun; Mark Zuckerberg'in yarattığı efsane hâlâ devam ediyor. Neden derseniz, Facebook'un kuruluş hikayesini anlatan 'Social Network' filmi Amerika'yı kasıp kavuruyor şimdilerde. Film hafta sonu itibariyle box office'de 46.1 milyon dolarlık gişesi ile bir numarada. Filmi izlemek için daha zamanımız var ama yüzyılın fenomeninin doğuş hikayesinin 'ayrıntılı' durumuna takılıp hafta sonu bir çırpıda 'Kazara Milyarder'i okudum. (Kitap Harvard'lı Ben Mezrich'in imzasını taşıyor.) Zuckerberg'in hikayesini okurken "En iyi fikirlerinizi kendinize saklayın" sözü bir kez daha gerçekliğini ortaya koyuyor. Harvard'daki arkadaşlarının fikirlerini çalarak Facebook'u bir fenomen haline dönüştürdüğü söylenen Zuckerberg dahi mi yoksa bir şeytan mı diye düşünüp durdum. 2010 itibariyle kişisel serveti 4 milyar dolara ulaşan bu dahinin Harvard günleri ise hayli ilginç. Son derece asosyal. Kış günlerinde bile şort ve terlikle dolaşıyor. Yüzünden hiçbir duygu okunmuyor. Ama beni kopartan bölüm şu oldu; Facebook olayı patladıktan, kullanıcı sayısı giderek artmaya başladıktan sonra, yatırım ortağı olmak isteyen Silikon Vadisi'nin en büyük şirketlerinden birindeki toplantıya pijamayla katılıyor. Ve bu durumla da çok eğleniyor. Yani adam o yaşta dünyaya meydan okuyor. Ve şu anda dünyada 550 milyon üyesi bulunan Facebook ihanetler ve ayak oyunları üzerinde yükseliyor. Bu arada filmin gündeme gelmesiyle birlikte Facebook yeniden tartışılıyor. Özel hayatın mahremiyeti nedeniyle "Zuckerberg aslında bir canavar mı yarattı?" sorusu masaya yatırılıyor. Ne dersiniz, Zuckerberg yarattığı bu sistemle dünyayı gözetleyen ve bununla çok eğlenen, hâlâ büyüyememiş bir çocuk mu yoksa çok iyi bir işadamı m
