Yukarıdaki başlık çok iddialı oldu ama öyle... Müjde Ar, yıllar önce oynadığı 'İffet' rolünü, televizyon versiyonunda en iyi Aysun Kayacı'nın canlandırabileceğini söylemiş. (İffet tecavüze uğrayan bir kadın) Yapımcı da Aysun'a teklif götüreceklerini belirtmiş. Aysun böyle bir role asla "Evet" demez. Neden derseniz... Gelişimini ve değişimini anlatmak için sergilediği onca çabadan sonra -sarı saçlarından bile vazgeçti- İffet'i oynar mı sanıyorsunuz? Fatmagül'ü bile ne hale getirdi bu toplum, İffet'e neler neler yaparlar! Bir oyuncunun rol ile ilgili endişeler taşıması tuhaf ama maalesef burası Türkiye! Bir oyuncu kariyerindeki işlerde asla öpüşme ve sevişme sahnesinin olmadığını, bunun da mesleki kariyerinin en büyük konforu olduğunu söyledi. "Niye?" diye sordum... "Oyunculuk yapan bir insanın böyle düşünmesi çok saçma ama ne yapalım ki burası Türkiye. Bir şeyi sanat için yapmış olsan da internette amacını aşan bir biçimde o görüntüler yayılıyor" dedi. "O zaman Beren Saat'in işi çok zor" dediğimde şöyle bir saptamada bulundu: "Beren için bir tehlike yok. Çünkü sadece işini yapıyor. Ama hayatı her dakika ortalarda olan bir magazin figürü olsaydı, bu durumdan olumsuz biçimde etkilenirdi." Mahsun Kırmızıgül'ün filmi 'New York'ta Beş Minare' önümüzdeki hafta gösterime giriyor. Film izleyiciyle buluşmadan önce, hafta başı bir gala yapıyor Mahsun. Sadece 200 kişi davetliymiş bu gösterime. Mehmet Asluntuğ da öyle yapmıştı. Ve ezilmeden, büzülmeden filmi keyifle izleyebilmiş, Mehmet'le de iki çift laf edebilmiştik filmiyle ilgili. Böyle davetlerde 'davetiyeler' sürekli el değiştirdiği için genelde ortaya anlamsız bir topluluk çıkıyor. İnsanlar iki kadeh bir şey içmek, iki ünlü görmek, yani biraz sosyalleşmek için ne yapıp edip sokuyor kafasını o atmosfere. O zaman da gala gecesi amacından uzaklaşıyor. Madonna'nın iki fotoğrafı arasındaki farkı hemen gördünüz değil mi? Birinde pürüzsüz teni, taş gibi vücuduyla bir markanın reklamında. (İyi ki photoshop var.) Diğerinde ise günlük hayatında, spor salonunun çıkışında. Bir şeyin fazlası, demek ki iyi bir şey değil; Ne fazla spor, ne fazla estetik, ne de fazla zayıflık...