Eleştirmenler bizim gibi popüler kültür yazarlarının sinema yazmasından pek hoşlanmıyorlar ama ne yapalım? Neredeyse en başından kahramanların kariyer hikayelerinin içinde olunca, üretim aşamalarında her türlü bilgiyi ve heyecanı paylaşınca yaptıkları işlerle ilgili kalem oynatmamız da kaçınılmaz oluyor! Mahsun'un sinemadaki varlığı ya da başarısı birileri tarafından kabul görmüyor olabilir ama onu 20 yıldır tanıyan bir insan olarak bu durum beni heyecanlandırıyor. Onun değişimi, gelişimi, dünyayı algılama ve yaşama biçimi bile bir filmin hikayesi olabilir. Filmdeki teknik detaylar, mesaj kaygıları tartışılabilir belki ama bu da onun bakış açısı ve üslubu. Sinema eleştirmenlerinin galaya davet edilmemesinin nedeni olarak Mahsun'un sinemacı kimliğinin o çevrede hala kabul görmemiş olduğu söyleniyor. Eğer öyle bir tavır varsa ve bu da karşılıklı boykotlarla uzayıp giderse bundan en çok Türk Sineması kaybeder. Sinemadan kazandığını sinemaya yatıran, yüzlerce kişiye istihdam sağlayan, sinema salonlarını dolduran ve gişesi de iyi olan bir yönetmen daha ne yapmalı acaba? Kime neyi ispat etmeli?