Türkiye'nin en iyi haber sitesi
ŞENGÜL BALIKSIRTI

Arabalı vapurda düğün dernek kuruldu

Bazen kısa bir alışveriş için evden dışarı çıktığımda bile içime bir huzursuzluk geliyor. "Acaba ben dışarılardayken bir şey olmuş mudur?" diye içim içimi yiyor.
Bu durum ülkemize özgü bir şey olsa gerek. Her günümüz bir olay çünkü.
Markete gidip geri dönersiniz, bir bakmışsınız ülkenin gündemi değişmiş.
Yoktum ya, tatildeydim...
Tamam gazete, internet falan var ama ne bileyim işte, İstanbul'dan uzağım diye sanıyorum ki bir şeyler olacak, bitecek ve ben olup biteni kaçıracağım.
Tatil dönüşü, İstanbul'a dönüş yolunda bu psikolojideydim işte. Şimdi hayat buraya özgü kurallarıyla yeniden başlıyor, aradaki açığı kapatmak için sınava hazırlanır gibi ders çalışmak gerek diyorum kendi kendime...

HALAYLAR, HORONLAR...
Topçular'dan arabalı vapura bindiğimizde çılgın hayatın içine karışıyoruz.
Çünkü birdenbire bir gürültü bastırıyor ortalığı. Yolcuların şaşkın bakışları altında, düğün alayından insanlar davul zurna eşliğinde oynamaya başlıyorlar.
Halaylar, horonlar...
Kadınların hepsi kuaförden yeni çıkmış, birkaç saat içinde elbiseleriyle bir düğün salonunda arzı endam eyleyecekler ve belki de çok havalı, çok şık olacaklar ama o an orada, gerçeküstü bir fotoğraf karesi oluşturuyorlar.
10 dakika sonra hareket ediyoruz. Bu sırada herkes üst katların balkonlarına dizilmiş, aşağıdaki manzarayı seyrediyor. "Nasıl yani?" diyorum durmadan...
-Bir toplu taşıma aracında, kuralları hiçe saymaya...
-Diğer insanların merakına...
-Neden sonra, "Diğer yolcularımızı rahatsız etmemek için gürültü yapmayınız" şeklindeki hafif bir anonsla kalabalığı uyarmaya çalışan kaptana...
-Bu anonsun ardından balkondaki kalabalığa dönüp "Rahatsız olan var mı?" diye sorup ardından "Kimse rahatsız olmuyor işte' diyerek davulcu ile zurnacıya devam diyen düğün sahiplerinden bir adama...
-Davul, zurnaya bir şey denmemesine ama defalarca "Vapurda sigara içmek yasaktır" diye anons yapılmasına...
Etrafımda gördüğüm her şeye "Nasıl yani?" diyorum.
Demek ki arabalı vapurda da evlenebilir insan. Şöyle denizin üstünde, püfür püfür rüzgar altında, kokteyl havasında bir 45 dakika geçirebilirsiniz.
Çünkü kimse bir şey demiyor.
Oysa ben orada bir sigara içseydim; büyük ihtimalle bir görevli gelecek, beni uyaracak, çevremdekiler de bana kötü kötü bakacaktı. Belki para cezası da keseceklerdi.
Ama millet düğün yaptı, kimsenin gıkı çıkmadı.
Burası Türkiye...

YAZARIN BUGÜNKÜ DİĞER YAZILARI
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA