Yeşil... Bahar gibi, ağaç gibi, çiçek gibi... Yaşam gibi... Taptaze. Enerjik.
Yeni yıl rengim yeşil.
Yeşille buluşma öykümü anlatayım size...
Bir süre önce beslenme düzenimi değiştirdim, sonra spora başladım ama beklenmedik ve istenmedik bir kiloya ve inceliğe erişince, işin uzmanına gitmek kaçınılmaz oldu.
Demet Şener sayesinde Beslenme ve Diyet Uzmanı Selahattin Dönmez'le tanıştım. Demet'in fit halinin sırrını da çözmüş oldum.
Dönmez, vücut analizimi yaptıktan sonra bana yeni bir beslenme düzeni hazırladı. Zorlama yok, zorluk yok.
Yeşil kağıtlara yazılı notları, yeşil bir dosyaya koydu; "Bir ay sonra görüşeceğiz" diyerek beni uğurladı.
Ben de bu programın adını 'yeşil' koydum. Yeşil sadece bir renk değil, yaşamın enerji kaynağı bence.
Kararlı olunca; bir yola koyulunca her şeyi düzeltme ihtiyacı hissediyor insan.

KAFALAR KARIŞIYOR
Beslenme düzeninden sonra spor hocamla da program yaptım; "Haftada üç gün buradayım; kaçış yok, mazeret yok" dedim.
Baktım ki, hayatta her şey birbirine bağlı. Bir adım atıyorsunuz, diğeri de geliyor. Hepsi birbirine eklenince kat ettiğiniz mesafe büyüyor.
Bu arada kendi yanlışlarımı da öğrendim. Onu yeme, bunu ye... Zararlı yiyecekler... Faydalı yiyecekler... Ruhunuzu ve bedeninizi arındırmak için öneriler, uzayıp giden listeler. Moda diyetler, moda yiyecekler...
Okudukça kafam fena karışmış.
Ünlülerin diyetlerinin medyada yer almasına karşıydım, "Bu durum tehlikeli" diyordum ama diyet listelerinin dışında da ne çok yanlış varmış meğerse yemek masamızda ve hayatımızda...
Oysa biz şehirli kadınları, birileri yıllarca 'öğle yemeğinde salata' konseptiyle nasıl da kandırdı.
Sözün özü: Beslenme konusunda asla oradan buradan duyduklarınıza ve okuduklarınıza kanmayın, işin uzmanına gidin.