Türkiye'nin en iyi haber sitesi
ELVAN DEMİRKAN

İlişkinizi hangi hormon yönlendiriyor?

Çok değil, daha yakın zaman öncesine kadar, bir ilişkiye başlamanın gizemi, farklı bir heyecanı vardı.
İlişkilerin başı ve sonu olurdu. Fiziksel yakınlaşma aşamalı gelişirdi. Erkeklerin kadınlara, kadınların erkeklere karşı bir sorumluluk anlayışı vardı.
Bugünlerde ise ilişkiler daha çok eğlence ve oyun gibi. Oyunun tek bir kuralı var: Seks.
Seks; kendini en yalın halinle ifade edebileceğin, paylaşabileceğin, birlik olabileceğin bir araç olmaktan çıktı; kendini sonunda 'değersiz' hissedebileceğin boş bir eğlenceye, tüketime dönüştü.
O an tadıp tüketilir. Ötesi yoktur. Sonrasında insanın içini kemiren o doyumsuzluk hissi geri döner.
Gençken hayatın tadını çıkartabilmek ve küçük çılgınlıklar yaşamak güzel bir şey ama artık sanki modern hayatın ilişki pazarındaki arayışın tadı ve dozu kaçtı.

İLK KOKLAYIŞTA AŞK!
İşte bu boş ilişki trendlerine bir yenisi daha eklenmiş.
Feromon partileri...
'İlk görüşte aşk'tan umduklarını bulamayanlar 'ilk koklayışta aşk'ı denemeye başlamışlar.
Feromonlar, cinsel çekicilikte önemli rol oynayan vücudun salgıladığı kimyasal hormonlar. Yunanca'da 'pherein' ve 'hormone' kelimelerinin birleşiminden geliyor. 'Heyecan taşıyıcısı' demek...
İşte o heyecanı yakalamak için düzenlenen feromon partilerine katılmadan önce yapmanız gereken birşey var. Üç gece boyunca aynı tişört ile yatıyorsunuz, gündüzleri bu tişörtü ağzı sıkı sıkıya kapalı plastik bir poşetin içinde buzdolabında saklıyorsunuz. Bu şekilde kokunuz tişörte siniyor.

YILLARDIR İNCELENİYOR
Partiye giderken mis gibi (!) siz kokan tişörtünüzü de yanınızda götürüyorsunuz.
Kayıt esnasında size verilen numarayı poşetin içine atıp, kadınlar ve erkekler için ayrılan masalardan birine poşeti bırakıyorsunuz.
Artık her an sizin kokunuzdan hoşlanan birisi tarafından seçilebilirsiniz. Siz de karşı cinsin masasındaki tişörtleri koklayıp kendinize en yakın hissettiğiniz kokulu tişörtü seçiyorsunuz.
Seçtiğiniz tişörtün içindeki numara ile birlikte fotoğrafınızı çektiriyorsunuz. Gece boyunca çekilen fotoğraflar ve numaralar kocaman bir ekranda gösteriliyor.
Sizin tişörtünüzü tutarak kameraya gülümseyen kadını veya erkeği gördüğünüzde, rüyalarınızdaki insan ile karşı karşıyasınız. Kalabalığın içinden o kişiyi bulup, hayalinizdeki eş olup olmadığını anlamak için harekete geçebilirsiniz.
Aslında karşı cinsin vücut kokusuna göre eş seçmek yıllardır bilimin incelediği bir konu...
Kimi çekici bulduğunuza feromon, dopamin, adrenalin gibi hormonlar karar verebilir. İlk aşık olduğunuzda hissettiğiniz heyecan, dirilik, yaşam enerjisi, insanın ayağını yerden kesebilir.
Ancak bir ilişkiyi sadece bu dürtünün üstüne kurup da hayal kırıklığına uğramayan var mı bu dünyada?
Aşk, sevginin bir türlü hayatta dikiş tutturamayan kardeşi gibi. Hangimiz hem aşık olup, hem de mantıklı olabildik ki?
Yine de bence herkesin bir kez yaşaması gereken bir duygu. Sonu hüsran olsa bile...
İnsana doğruyu yanlıştan, gerçeği hayalden ayırmayı öğretiyor.

KÖR EDEN HORMONLAR
Ben, artık 46 yaşımda olduğumdan mıdır, yoksa tecrübe ile gelen akıllanma mıdır bilemiyorum ama hayatımı artık insanı kör eden heyecan hormonları yönlendirmiyor.
Daha doğrusu yönlendirmek istiyorlar ama ben beynimde yollarını kesmeyi öğrendim.
Beni etkisine alan hormonlar artık daha farklı... Endorfin, oksitosin gibi güvenlik, içtenlik ve denge hissini tetikleyen hormonlar...
İlk görüşte veya koklayışta aşk, belki heyecan verici ama yüzeysel... Ama birisini zaman içinde tanıyıp anlamanın ve anlaşılmanın ruhunuzdaki etkisi çok daha derin, güzel ve kalıcı...

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA