Bazı insanlar vardır, böyle doğuştan şanslı... Askerliği en kebap yerlerde yaparlar, uçağa binerler yan koltukları boş kalır, dünya umurlarında olmaz; ben bu dünyada bir tek o adamlara çok özeniyorum.
Pazar günü Stockholm'den dönüş için uçağa bindim. Önceden de planımı yaparak kendime 'exit' sırasını aldım ki rahat edeyim.
Yerime kuruldum gazetelerimi aldım, baktım yan tarafım hâlâ boş; oraya doğru da yayıldım.
Sonra bir anda kafamda irice bir arkadaş belirdi. İri dediğim, kolları normal insanın bacağı kadar. Müsaade isteyip yanıma oturdu. Hem kendi koltuğunu hem de benim koltığun yarısını kapladığı için, yolculuk fiziksel anlamda bir eziyete dönüştü.
Madem rahat oturamıyoruz bari muhabbet edelim dedim ve İstanbul'a neden geldiğini sordum. Pazartesi günü başlayan dünya güreş şampiyonasını izlemeye geliyormuş.
Profesyonel güreşçi de değilmiş üstelik.
Bir arkadaşını desteklemek ve bu bahaneyle İstanbul'u da görmek için gelmiş.
Yalnız da değilmiş; 10 arkadaşı daha varmış uçakta. İnsanlar binlerce kilometre öteden, sporcularını desteklemeye geliyor.
Hadi bu hafta güzel bir şey yapın ve Sinan Erdem Spor Salonu'nda düzenlenen dünya şampiyonasını izlemeye gidin. Elin oğlu sporcusunu yalnız bırakmıyorken, biz de var gücümüzle destekleyelim minderin aslanlarını...