Türkiye'nin en iyi haber sitesi
ÖNCEL ÖZİÇER

Hem ağlarım hem köfte kızartırım

Yemek yapmanın, yemek yemenin, her daim sofralar kurup, o sofralarda en az kendisi kadar yemekten keyif alan dostlarını ağırlamanın hayatında çok önemli yeri olan bir kadın olarak; içinden mutfak geçen film ve kitapların hastasıyım tabii ki...
Lily Prior'un 'La Cucina'sı (Türkiye'de 'Aşk Mutfağı' olarak yayınlandı) yıllar önce okuduğum ve içinde kendimi bulduğum bir kitaptır mesela.

SÜREKLİ MUTFAKTAYIM
Başına iyi-kötü ne gelirse enerjisini boşaltmak, tepkisini ortaya koymak, üzülmek, sevinmek, coşmak, gülmek, ağlamak için her fırsatta kendini mutfağa atan Sicilyalı Rosa Fiore'yi tanıyınca, yıllar önce ormanda kaybettiğim kardeşimi bulmuş gibi sevinmiştim.
Demek benim gibi manyaklar var bu dünyada, diyerek... Çünkü hayatımın en travmatik anlarında ağlaya ağlaya ocakta makarna sosu karıştırdığımı iyi bilirim. Ya da yaşamımın yönünü değiştirecek müjdeli haberi aldığımda ilk iş olarak derin dondurucudaki balıkları çıkardığımı... Üzüntüden hüngür hüngür ağlarken, ocağın başında köfte kızartmak ne demek, bana sorun...

ROSA'YLA TANIŞTIM
İşte 'La Cucina' beni Rosa'yla tanıştırmıştı, geçenlerde izlediğim 'Toast da Nigel Slater'la... İngiltere'nin en ünlü aşçılarından birinin hayatından bir kesit 'Toast'. Slater'ın mutfakla tanışmasını sağlayan en önemli kesit aslında... 'Toast'ta da tıpkı 'La Cucina'yı okurken olduğu gibi hem hüzünlendim hem çok güldüm.
Aslında ne hüznü, 'Toast'un 'If You Go Away'li sahnesinde bildiğin hıçkırdım.
Bu arada evet, filmin müzikleri de 10 numara.
Her şerde bir hayır vardır ya, benim de bu temmuz sıcağında soğuk algınlığından (klima algınlığı) yatak döşek yatmamın tek iyi tarafı bu filmi izlemem oldu.
Beta virüsüne şükranlarımla...

YAZARIN BUGÜNKÜ DİĞER YAZILARI
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA