Türkiye'nin en iyi haber sitesi
ÖNCEL ÖZİÇER

Bazen kısa iyidir

Uzun lafın kısası için 'her zaman en karizması', diye daha önce de yazmıştım.
Ne olur sosyal medyada hatırı sayılı takipçim var diye her önüne gelen kitap yazmaya ya da televizyona çıkıp ahkam kesmeye kalkmasın.
Olmuyor, hayaller yıkılıyor.
Oysa söz konusu sanal ortamda bazen öyle cümlelere, öyle yorumlara rastlıyorum ki; istifa edip yerimi o insanlara bırakasım geliyor; "Al kardeşim, sen bu yaratıcılığın ve zekanla bu köşeyi benden daha çok hak ediyorsun" deyip...

GAZLA OLMUYOR
Ama işte sonra şöyle bir şey oluyor, o kişiler herhalde sağdan soldan "Daha çok yazmalısın" gazına da gelip, bir süre sonra kendilerine bir blog açıyorlar veya kitap yazıyorlar.
Ve de işte ne oluyorsa ondan sonra oluyor. Ya da olmuyor mu demeli?
O kadar katır kutur, o kadar tatsız, o kadar kimyası bozulmuş, sıkıcı yazılar...
Bir de yine o hayranı olduğum, binlerce takipçisi olan isimlerin televizyona çıkanları var.
Kaç kez yayın saatini bekleyip hevesle oturdum ekran karşısına ve her seferinde de "Keşke yüzünü görmez, iki lafı toparlayamayan sesini duymaz olsaydım" deyip değiştirdim o kanalı.

TAŞ YERİNDE AĞIRDIR
Tek bir paragrafa bir kamyon anlam yüklemeyi başaran o dâhiler, ne yazık ki iş konuşmaya gelince iki lafı bir araya getiremeyen 'hede hödö'lere dönüyorlar çünkü.
Demek ki neymiş; taş gerçekten yerinde ağırmış.
Bazen "Ne olduysam oldum" deyip kalmak, bulunduğun yerin tadını çıkarmak, "Ne olacağım?" diye merak edip tekinsiz sulara dalmaktan daha iyiymiş.

YAZARIN BUGÜNKÜ DİĞER YAZILARI
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA