Oturalım bütün gün makara yapalım, gülelim, eğlenelim ama iki şeyi sakın ha sakın yapmayalım:
1- Fıkra anlatmayalım.
2- Şaka yapmayalım!
Gülmeyi, mavrayı bu kadar seven bir insan olarak şakadan tiksinmem ve yapanı da sevimsiz bulmam çok acayip değil aslında.
Bir insanı kandırmanın, korkutmanın, dalga geçmenin, alaya almanın nesi komik ki? Televizyondaki şaka programlarını izlemeye bile tahammülüm yok benim.
Siz de şu saçma sapan 1 Nisan şakalarına sakın kapılmayın, zevzeklik yapmayın.
Eğlenmek için bir insanı zor duruma düşürme ucuzluğuna düşmeyin ve sakın bana bulaşıp ne bugün, ne de başka bir gün şaka yapmaya kalkmayın.
Gerçekten kalbinizi fena kırarım.
Bu arada; kazma kürek yaktıran Mart geride kaldığına ve saatler de ileri alındığına göre gerçekten geldik yazın eşiğine!
Nisan'a girdiğimiz şu günün benim için tek anlamı; siyahlardan ve grilerden kurtulmak.
Şu anda Ege cıvıl cıvıl; Alaçatı şeker kasaba...
13-14 Nisan'da Alaçatı Ot Festivali var, şimdiden söyleyeyim.
Önceden alın biletlerinizi, çıkıp gelin.