Türkiye'nin en iyi haber sitesi
ÖNCEL ÖZİÇER

Ayna ayna söyle Sertab'a...

Dün Hürriyet'te Sertab Erener röportajını okudum ve sayfanın sonuna geldiğimde yoruldum.
Röportajda "Şehir kadınlarının çok zor bir hayat sürdüğüne inanıyorum.
Özellikle de 'plaza kadınlarının', kurumsal şirketlerdeki 'beyaz yakalı kadınların'...
Hem kariyerlerini, hem de özel hayatlarını idare etmeye çalışıyorlar" diyen Sertab, sonra kendi hayatından örnekler veriyor. "Cildinin bebek poposu gibi görünmesi için Almanya'ya gidip bir kulağının arkasını elletmediği kalmış" diyemeyeceğim çünkü o da gerçekleşmiş!
Kulak arkasından alınan kök hücre, yüzüne enjekte edilmiş. Sonra yine aynı merkezde yüzüne özel kremler hazırlatmış ve onları sürüyormuş.
Bunun dışında düzenli olarak gittiği güzellik merkezinde başka başka yöntemler uygulanıyormuş.
Neden? Çünkü birileri ona güzel ve genç görünmek zorunda olduğunu belletmiş.

BU NEYİN HIRSI!
Bir ara sevgilisiyle eve kapanıp iki sene yoga yapmışlar ama görüldüğü gibi yogayı sadece esneme hareketi olarak algılamak pek işe yaramıyor.
Ben estetik operasyonlara karşı olmadığımı her zaman söylerim ama gençlik ve güzelliği takıntı yapmak başka bir şey...
Sadece bu da değil...
Ayşe Arman, piyasada abisiyle bir çete oluşturdukları söylentisinden bahsetmiş; Sertab da bunu inkar etmemiş: "Evet, biz bir çeteyiz çünkü bu zamanda tek başına bir şey yapamazsın. İyi bir menajerin, iyi bir marketing'cin, iyi bir PR'cın, iyi bir publisher'ın olması gerekir. Bu bir fabrika. Kızıyorlar ama böyle olmadığı müddetçe büyüyemiyorsun."
Daha ne büyüyeceksin yahu?
Zaten memleketin en bilinen, en itibar gören, en prestijli sanatçılarından birisin.
Bu neyin hırsı gerçekten anlamıyorum!
Sadece Erener konusunda da değil; hırs kelimesinin anlamını biliyorum ama insan üzerinde yarattığı etkiyi hiç bilemiyorum...
Doğuştan konmamış içime... Belki azı karardır, insana yarardır ama bütün hayatını birinci olmaya adamak, 'başarmam lazım'a odaklı yaşamak, çok zor ve çok yorucu olmalı.

BOHEM HAYAT İMAJI
Sertab; 16 yıllık sevgilisi Demir Demirkan içinse "Bu zamana kadar nasıl elimde tuttum, bilmiyorum" diyor.
Bir adamı gitmesin, başkalarına kaçmasın diye 'elinde tutmaya çalışmak!' Bu konuda yorum bile yapmayacağım.
Neyse uzatmayalım; dileyen girer arşivden röportajı okur.
Fakat benim okuduklarımdan anladığım; yoga, meditasyon, Bodrum'a yerleşmek, dost meclislerinde felsefe tartışmak, et yememek, ota yüklenmek gibi şeyler sadece şekilde kaldığı sürece insana yaramadığı gibi, bir de ters etki yapıyor.
Bir yandan bohem hayat sürüyor imajı verirken, diğer yandan Pamuk Prenses'in üvey anası gibi her gün ayna karşısında güzelliğiyle ilgili teyit almak ve kendini sürekli üretimde olması gereken bir fabrika gibi hissetmek...
Aman, ne zor hayatlar bunlar...

YAZARIN BUGÜNKÜ DİĞER YAZILARI
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA