Türkiye'nin en iyi haber sitesi
ÖNCEL ÖZİÇER

Arada düğüne götür yeter!

Melek Baykal'ı severdim. Taa 'Ferhunde Hanım ve Kızları'ndan beri hem de.
Sabah yaptığı programları bu zamana kadar hiç izlemedim ama tahminim şu yöndeydi: O, ekrana çıkıyor ve kadınlara 'kendi ayakları üzerinde durmayı, kendilerini karşı cinse ezdirmemelerini, evde oturup kek börek yemek yerine hayata katılıp üretken olmayı tercih etmelerini, koca eline bakmadan kendi paralarını kazanmaları gerektiğini, sağlıklı bir ilişkinin boyun eğmekten değil ancak karşılıklı olacak sevgi saygı yolundan geçeceğini vs.' öğütlüyor ya da bunları söyleyecek uzman konuklar çağırıyor.
Yani tanımadan bende 'delikanlı kadın' imajı yaratan bir isimdi kendisi.
İsimdi çünkü dün ilk kez programına denk geldim ve büyük hayal kırıklığına uğradım.

ERKEĞİN MUTLULUĞU İÇİN...
Bir adam varmış da; 100 yaşındaymış, bu zamana kadar 22 çocuğu olmuş, en son çocuğu 6 yaşındaymış, aman da ne şirinmiş, ne şekermiş, aferinmiş ona.
Amcanın bildiğin gözü dönmüş işte. Şekerlik bir durum yok. Yanında genç karısı duruyor ve o hâlâ "Bir karı daha alacağım, bir çocuk daha yapacağım" diyor.
Melek Baykal, konuğu ve tüm stüdyo da buna 'ha ha' gülüyor.
Sonra geçiyorlar 'Bir evlilik nasıl olmalı?' bölümüne.
Konuk hocamızın bir kitabı çıkmış; Melek Baykal başlıyor oradan pasajlar okumaya.
Evlilikte kadının rolünü anlatmış hocamız: 'Kocasına ve kocasının anasına saygıda kusur etmeyecek, kendi annesine ancak kocasının izin verdiği zamanlarda (çok sık olmamak şartıyla) gidecek, hep güleryüzlü olacak, bakımlı olacak, kocasının izin vermediği bir yere gitmeyecek, mümkünse evde oturup akşama gelecek kocasına yemek pişirecek...' Ve bunun gibi sadece erkeğin mutluluğuna yönelik birtakım tavsiyeler.
Kocaya da tavsiyede bulunulmuş bu arada... 'Karını arada bir düğüne götür; kadınlar düğünleri sever' gibi gerçekten kadın haklarını savunan, son derece yararlı maddeler var orada da!
Melek Baykal tüm bu maddeleri pek takdir ediyor, stüdyodaki konuklara alkış tutturuyor.
Kardeşim sene olmuş 2014, siz hâlâ 'kadın dediğinin srtından sopayı, karnından sıpayı eksik etmeyeceksin' zamanında kalmışsınız.

BİRÇOĞUNUN YÜZÜ KIZARIR
Bundan 30 yıl önce TRT 1'de 'Hanımlar Sizin İçin' diye bir program vardı.
Türkiye'nin ilk kadın-sabah programıydı.
Bir ailenin hikayesi üzerine kuruluydu.
Evin annesini Nedret Güvenç, babasını Mücap Ofluoğlu, kızını da Nilgün Kasapbaşoğlu oynardı. Ha, bir de şimdi adını hatırlayamadığım, başında oyalı tülbentiyle nur yüzlü çok şeker bir babaanne vardı ki, çocuk aklımla 'Keşke benim ninem olsa' diye içimden geçirirdim hep.
Ayrıca örnek karı-koca ilişkisini anlatmak için ayrı bir bölüm bulunurdu ki, orada da Deniz Gökçer ve Zafer Ergin yer alırdı.
Psikolog Suna Tanaltay da o gün işlenen konuyla ilgili yorumlar yapardı.
Programda, modern, çağdaş bir toplumda kadın ve erkeğin rolü işlenirdi.
Aile kavramı; sevgi ve saygı üzerine kurulu ama kölelik sistemiyle yürütülmeyen bir kurum olarak anlatılırdı.
Bakınız, tam 30 yıl önce diyorum. Şimdi yayınlansa, Melek Baykal dahil birçok kadın programı sunucusunun yüzü kızarır.
Siz oturun, hâlâ; azmış adamların kaç karısı olduğunu sorup cevaplara geh geh gülün. Adam "Çocuklarımı yolda görünce tanımıyorum" desin, "Ay ne şekerrrr!" deyip kahkahayı basın. "Bunu boşayacağım, gidip yeni bir karı daha alacağım" dediğinde "Hey maşallah!"ı patlatın.
Kadını aşağılayan, erkeğin oyuncak hayvanı olarak gören çağdışı kalmış sistemi yeniden hortlatıp stüdyodaki, ne versen yiyecek cahil cühela izleyiciye alkışlatın.
Utanın kendinizden, utanın!

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA