Yalın'ın Rumeli Hisarı'nda konseri varmış, gidip de eğlenmeyelim mi? Genciz, manitayı evde bırakmışız, şöyle Küçücüğüm Herşeyim'i avaz avaz söyleyip, dans etmek hakkımız değil mi? dedim, atladım Rumeli Hisarı'na gittim... Ooo herkesler burada... Yalın'dan müthiş bir şarkı kapan Gülben Ergen, yanında fotoğrafçı Nihat Odabaşıyla, güzeller güzeli Tuba Ünsal arkadaşlarıyla konsere teşrif etmiş. Hisar'da tek boş yer yok, vatandaş çimleri bile doldurmuş. Bendeniz 'Ayşe Kekstra' da kırk yılın başı, topuklu ayakkabıları giye giye Rumeli Hisarı'na giderken giymişim. Altı yere kapaklanma, sekiz az daha topuk kırma tehlikesi geçirdikten sonra, tık nefes en tepedeki kulise varabildim. Yalıncığımın geçen hafta sonu Çeşme konserinde hoplayıp, zıplarken sağ kolu çıkmıştı, hastanede yatmıştı ya, kendisine 'çok geçmişler olsun' çekeceğim. Çıt çıt çıtlamaklık Yalın, kıyafet seçip, şapka takıp takmama konusunda kararsızlık yaşıyordu. Kolu da iyiymiş ancak ekim ayında ameliyat olması gerekiyormuş. Kendisiyle biraz lak lak yaptıktan sonra, çok şükür kafayı gözü yarmadan yerime kuruldum. Rumeli Hisarı trendi; taze ceviz ve badem yemek, galeta kıtlamak. Protokol tayfası ise yine kuralını bozmamış, Popstar jürisi edasıyla oturuyorlar. Yalın göster bakalım abilerine, ablalarına marifetlerini şekli... Yahu arkada millet yıkılıyor, kızlar "Yalıııın, Yalııın" diye bir taraflarını yırtıyor, Kuşum Aydın'ın matineleri halt etsin herkes ayakta kıvırtıyor, protokolden ses gelmiyor. İyi ki yanıma Tuba Ünsal düşmüş, o da olmasa 'deli' damgası yiyeceğim, oy birliğiyle yerimden edileceğim. Bu şarkılarda omuzları sallayıp, alkış tutmayacağız da napacağız? Bu ne İstanbul Jazz Festivali hali anlamadım. Zaten arada Tuba da isyan etti, "Ben bir daha buraya oturmam" dedi... Neyse uzun lafın kısası konser eğlence kıyametti. Yalın'ın kolu da çıkmadı, kaçıranlar üzülmesin eylülde bir Yalın konserimiz daha var. Ama ben şimdiden protokol kişileri coşmaya, sağa sola sallanmaya davet ediyorum. Korkmayın karizmanız dağılmaz yani!