Gidişler hızlı, heyecanlı... Zahmetsizce kapanan bavullar gibi gidişler... Merak dolu, terk etmenin hain mutluluğuyla süslü, 'ben özgürüm' hissiyle sarılmış, meydan okumak gibi... Davullu zurnalı gidişler. Ya dönüşler? Dönüşler hep uzun, hep uzun, bitmek bilmeyen yollar gibi. Heyecanlı değil de buruk, endişe dolu, gergin ve elbette hüzünlü... Özgürlüğün kelepçelenmesi gibi dönüşler. Bir türlü kapanmayan bavullar gibi. Hani zorla ütü yapmak misali. Kan ter içinde dönüşler. Ve fakat dönüşsüz bir gidiş olmuyor değil mi? Maalesef hayat bize tek yön bilet satmıyor.