İki çocuk annesiyim: Bu son dönemlerde 'git listem'de bir numara. Hata yapan, yanlış anlaşılan ya da anlaşılmayan, zor duruma düşen, eleştirilen, köşeye sıkıştırılan ünlü kadınlarımızın 'Ben iki-üç çocuk annesiyim' savunmaları... Allah bağışlasın da; anne olunca arınmıyoruz ve anne olmamış kadınlardan üstün sayılmıyoruz, masumlaşmıyoruz ve anne olunca kimse bize bir şey söyleyemez diye bir durum yok.
Çocuklarınızın arkasına sığınmayı bırakıp aslan gibi kendinizi savunabilirsiniz. Ya da kimseyi sallamaz, dimdik ayakta durursunuz. O da bir tercih, üstelik daha iyi.
Bilmem nerede bilmem ne keyfi: 'Hamamda kese keyfi', 'Annemde kahvaltı keyfi', 'Kızlarla beş çayı keyfi', 'Kankamla alışveriş keyfi', 'Eski sevgiliden intikam keyfi', 'Soğukta kahve keyfi'... Hay bin keyif! Aşırı ve yersiz kullanımı yüzünden hep beraber keyif kelimesine antipati duyar olduk. Biz ne keyifçiymişiz de haberimiz yokmuş.
Can dostum: Bu tanımın devam cümleleri de var: 'Sen olmasaydın ne yapardım ben?', 'Kaç yıl oldu dostluğumuz, sayamadım.' Yahu neyi sayamadın, zaten yaşın 30-35! Sanırsın 80 yaşında. Bu da sosyal medya delirmelerinden biri. Herkes herkesin can dostu, biriciği, bi' tanesi, böcüğü, en kıymetlisi... Peki sor bakalım o can dostunun en sevdiği yemek ne, en büyük pişmanlığı ne, annesinin doğum günü ne zaman, en büyük aşkı kim, hayalleri ne, neye ağlar? Biliyorsa dişimi kıracağım! Hep dekorasyon, hep dekorasyon.
Aşk orucunu bozdu: Bu da magazin basınında son dönem ayar olduğum başlıklardan: 'Aşk orucunu bozdu'. Yahu ne orucu? Dini imanı ne karıştırıyorsunuz kardeşim! Sanki aşkın orucu olurmuş gibi, sanki aşk orucu tutulur tutulur da dayanılamaz, top patlamadan bozulurmuş gibi. Belli ki adam ya da kadın, belli bir süredir hoşlanacağı ve ilişki yaşayacağı birini bulamamış. Bütün mesele bu. Ne orucu, neyin orucu...